dönüp dönüp yazasım var buraya. evinde çamaşır makinesi bozulur. ararsın servisi,arızayı tanımlar, randevu istersin. adam sanki işi bu değilmiş,babanın hayrına yapıyormuşcasına binbir naz,tafra gün verir.peki saat kaçta diye sorarsın, onla beş arası. oha,tam yedi saat,kardeşim bütün gün seni mi bekleyeceğim,işim gücüm var,elcevap,daha kesin saat veremiyoruz beyfendi,kayıt alayım mı ( bu da aba altından sopası, benim sana ihtiyacım yok,sen bana muhtaçsının ifadesi)eh,çaresiz peki dersin.o gün gelir saat on,oniki,ses yok ararsın, sahadalar beyfendi,kaydınız var gelecekler ( patladın mı ulan,bekle işte ) saat üç,beş, altı, yedi,gelmezler,haber de vermezler,bereket cep telefonu denen alet var,bi daha ararsın,patlamak üzeresindir ama işin var patlamazsın yine de sesinden anlamlar çıkarır,ne kızıyorsun beyfendi,işimiz var,geleceğiz. ulan,yatıya mı geleceksin? yok daha fazla yazamayacağım,daral geldi. sonuç,bu tekil bir olay değildir,muslukçusu da bu,elektrikçisi de,hastanedeki doktoru da. bu ülkede iş ahlakı yoktur.