Sorun ulusal sınırları yok saymak değil, ulusal sınırlara itaat etmemektir. Bugün bu söylemin ısrarla (ve öncelikle çeşitli alıntılarla) aksini ispat etmeye çalışanlar sürekli oılarak sözün devamını gösterip özünün niteliğini değiştirdiğini sandıkları için kendi yanılsamaları içinde sevinç çığlıkları atmaktan kendilerini alıkoyamazlar.Oysa ki; ne Marks, ne Lenin, ne Troçki, ne Rosa ve diğer sosyalist devrimciler bütün bunu iki cümleyle alıntı yaparak geçiştirilecek bir düzeyde ortaya koymamıştır.
Troçki açık açık seslenmektedir ki; 'Bir devrim ulusal arenada başlar ve uluslararası arenada devam etmek zorundadır'
Ve Lenin de aynı tezi ortaya atarak * 'Alam devrimi olmassa SSCB'nin çözüleceği, bürokratlaşacağı açıktır' demiştir.Buna karşılık gerek dünya devrimini ve bunun bir parçası olan sürekli devrim tezini lenin sürgünden döndüğü vakit daha tren istasyonunda savunurken, stalin ve dönem işbirlikçileri lenin'in sürgünden yolladığı yazıları-uyarıları değiştirip ıskra'ya sunmaktan tereddüt etmemişlerdir. işte tam da bu nedenle lenin'in tren istasyonunda yaptığı o kritik konuşmanın ardından 'lenin delirmiş olmalı' diyen bolşevik parti üyelerini görmezden gelip de aynı şekilde 'emperyalist bir savaşta yurt savunmasının saçmalığını' savunanları da 'sözde sosyalist gerçekte şoven, sosyal şovenler' cümlelerini de dikkate almamak sorgusuz sualsiz kalıplaştırılıp ısıtılan, soğutulan bir materyalizm algısının * sonucu olarak görmek gerekir.