yaparız, ederiz gibi bizli konuşup kendi menfaati olduğu halde, yanındaki insanın da menfaati olduğunu vurgulayarak kandıran, çıkarcı kişinin ortada bıraktığı artıktır. bir posadır aslında suyu hiç bitmeyen, istendiği zaman sıkılan, iyi niyeti eksilmeyen, daima hazırdır. daima kötü günde, zor zamanda, ihtiyaç duyulduğunda vardır.
kullanıldığını bilse ya da hissetse de o içindeki sırtüstü bırakamama duygusu ağır basar. o öyle sanar ancak sırtüstü yatar diğeri hep. kullanılmaya alışır, kullanmaya alışanlar tarafından.
ancak gün gelir bir an olur. o tam kullanılma anında sessiz, sert ve derin bir bakış atılır. yeter artık gibisinden. o an gelince ya pişkinlikten ya da yüzsüzlükten midesi bulanır. ve artık iylik yapacak insanları uzaklaştırır etrafından. biraz yanlız kalır. sonra başka iyilik isteyenlerin, işlerine koşar. çünkü o öyle gelmiş öyle gidecektir bu dünyadan.