ne ali, ne caroline, ne de sümsük kevaşe mesude... bu haftanın açılışını, bölüm cibiliyetsizi ilan ettiğim huriye isimli nene ile yapmak istiyorum ciğerparelerim:
huriye nene, o yeşil mantonla kendini nişantaşı kokonası zannederken sergilediğin "ben çogzel bir karıyem" yürüyüşünle mahalleyi tavaf ederken cemile'yi hikmet karcı ile bastıktan sonra eve gidip "ühühühü neden cep telefonu diye bir şey yok? cemileynen balıkçının resmini çekip neriman'a, saliha'ya, emine'ye gönderirdim ne güzel. niye yok ühühühü" diye hönküre hönküre ağladığını itiraf et pislik.
- kahverengi montlu, siyah atkılı, gri ya da siyah pantolonlu bir adam arıyoruz. burnunda da bi yara izi var, bıçak kesiği gibi.
- valla abi, burnunda bıçak kesiği olan bi adam tanıyorum ama, kahverengi montu yok onun.
- olmaz! kahverengi montlu olacak! herkesin burnunda bıçak izi olabilir ama, kahverengi mont herkeste bulunmaz.
asdfgfsa resul, sen sakın görgü tanığı falan olma. önünde adam öldürülse yürü git, kim öldürmüş diye bakma bile. sonra adamı tarif etmeni isteyecekler, al başına belayı. bak bak kahverengi montluymuş, görüyon mu sen.
hele hakan senden beter: "pantolonu vardı. gri ya da siyahtı tam hatırlamıyorum."
ahahaha nolur hatırla ya. o çok önemli. bak hele, pantolonu varmış ahaha. ulan mor olsa kaç yazar? adamın üzerine mi zamklanmış? neyse, bu saçmalamalarını içinde bulunduğun "ahmet annesini öldürdüğümü sanıyor, şimdi beni sikecek" psikolojine veriyorum. ya da yok ya, neden böyle bir şey yapayım ki, direk senin mallığına veriyorum. gerizekalı seni asdfghgf.
ali, sülük ali, egosu poposundan kıymetli ali, amacın ne senin gerizekalı? cemile elden kaçarsa ben kimi ezerim, ben kimseyi ezemezsem caroline beni ezer, o zaman cemile'yi balıkçıya kaptırmamak lazım, ileriiii!
hayatı 'ölüm dediğin nedir be gülüm, ben senin için yaşamayı göze almışım' tadında yaşıyorsun ama, caroline o şarap kadehini sana monte eder ali kaptaaan!
öbgzk 28. bölüm dua seansı no 1: hakan'ın babası ekrem amca kafayı sana taksın, ölüm fermanını versin tez zamanda inşallah. "ahmet'in annesini öldürdük, e bi de berrin'in babasını öldürelim. canım öyle istiyo."
çıppıdı çıppıdı terlikli aylin, mesude için "ee öyle işte yeaa, sevmiyorum kenssini. elektriklerimiz tutmuyo yanee"den başka söyleyecek hiçbir şeyin yok mu yani? ben senin yerinde olsam, "ya şimdi babam bizi terk etti gitti caroline'le evlendi tamam mı, avrupalı ya bu sarı çıyan, mesude de bunun götünden ayrılmadı. ağzının içine düşecek yakında. annesini de hiç sevmem zaten annemin dedikodusunu yapıp dururlar." falan diye bi hışım dalardım konuya. hiç kafan basmıyo aylin, hiiiç. ayrıca da evleniyor diye cemile'ye neden çemkirmeye kalkıyorsun a kızılım? sen annesinden habersiz evlenen kız değil misin? of delirtiyorsunuz beni bazı bazı, bazan, bazen.
"aylin, mesude'yi kıskanmana lüzum yok, abim hayvanlar gibi sevişiyor olabilir, hatta ben sevişemiyor olabilirim ama... ama... ama... ya aylin sen en iyisi mesude'yi kıskan." murat kekosu, öyle anlamış gibi yapma. içinden bunlar bana neden bön bön bakıyor, pijamalarımla çok mu çirkin görünüyorum ki :/ diye geçiriyorsun sadece. senin şimşeklerin çakmasına daha çok var. hatta sende bu andavallılık olduğu sürece artık bunun imkanı olup olmadığı konusunda çok derin şüpheler içerisindeyim. canıma tak etti inan olsun.
caroline, elinde tehdit malzemesi olarak sadece tekne var, bilmem farkında mısın? karşında da teknenin de senin de mınaki diyen sivri biber burunlu ali... dediğini yaptın yine de, helal olsun. takdir ediyorum canım. seni günahım kadar sevmem fekat ali'ye bir an önce haddini bildir artık. "sana söyledım aeğli, ben çimile diyıııl!" diye çemkirip çemkirip, ali'nin höt ulan demesinin ardından kaçım kaçım kaçıyorsun ya, işte o an bütün ümitlerimi yerle bir ediyorsun. al ordan merdaneni, kır kafasını şunun. nerdeeee...
öbgzk 28. bölüm dua seansı no 2: ekber geminin alt taraflarından bir yerden çıksın, "amma gürültü ettiniz lan!" desin, caroline korkudan bayılsın falan.
mesude, sahip olduğun x kromozomlarına sahip çık. bu dizinin entrika manyağı caroline'dir. onun tahtına göz dikme oyarım valla o yuvalarında dört dönen gözlerini. yaratıcılık yoksunu 'elimde çok önemli bilgiler var, benle evlenmezsen hepsini anneme söylerim, o da bütün mahalleye yayar rezil olursunuz' temalı şantajlarını kendine sakla, orijinal ol ya da bu işi bırak. pffftt.
"bu devirde doğru düzgün erkek bulunmuyo" diyen neriman, senin zamanındaki en doğru düzgün erkek kemal'di demek? vah sana canım ya. frankeştayn tipli kocam var ama, çok saftır kendileri. biraz da ebleklik var, severiz sayarız.
berrin, yıllar sonra okula dönmek nasıl bir duygu bebişim? özlemiştik sen ve elindeki kara kitabını, beraber ordan oraya koşturup durmalarınızı. bu bölüm de az ve öz performansınla beni çok mutlu ettin. aferin, böyle devam. çok fazla görünmeden, temiz temiz.. bir de şu olur olmaz yerlerde açığa çıkan pembe hayaller kuran sevimli kız gülüşünden vazgeçsen çok süper olacak.
donyağ bakışlı, kafası briyantin kazanına dönmüş sedat, karının hamile olma ihtimaline neden bu kadar şaşırdığını anladık ahaha. neyse, murat'ın kaderdaşı seni, bu konuda üzerine düşmeyeceğim de, kadını iki günde kanser etmişsin ona ne demeli? zavallıcık "nerden evlendim bunla, allaaaahım al canımı da kurtulayım" dualarını fazla etmiş sanırım, anında kabul oldu. o değil de, şu inci ile ilgili olaylar bana inanılmaz sıkıcı geliyor. yani inci'nin ölecek olması, daha kırkı çıkmadan sedat'ın gidip başka kadınlarla düşüp kalkacak olması, okulda yapılacak inciocayı anma töreni, onun piyanosunun üzerine konulacak kırmızı karanfiller, mete'nin önce çelenk olup cenaze törenine katılması, sonra inci'nin mezartaşı olma görevini üstlenecek olması falan beni hiç ilgilendirmiyor mesela.
öbgzk 28. bölüm dua seansı no 3: mete acilen huyu huyuna, yaşı yaşına sevimli çıtı pıtı bir kızceyiz bulsun, inci de tedavi amacıyla almanya'ya, amerika'ya falan gitsin, bir süre diziden uzaklaşsın.
balıkçı, canım kime artistlik yaptın sen şimdi? görüyorsun dana kadar tekne geliyor, kaçsana be adam! "cemilem, sen yoksan bu hayat bana zından, yaşamak haram (hürrem şiiri gibi oldu bu da). hazır tekne de üzerime geliyorken, öleyim gitsin."
oldu canım.
insan refleks olarak bir tepki verir, ne yapacağını şaşırır en olmadı, senin yaptığın gibi sakin sakin 'aa, bu da nesi? aa tekne mi bu? aa üzerime geliyor heralde. e tanrı misafiri canım, dur bakayım derdi neymiş, gelsin' demez. insan ol. şimdi biz görmeden kaç ordan. vallahi ve tallahi bir dahaki bölüme lan ne ara kaçtı bu, barakası yıkılmıştı tepesine demem, söz.