sene bilmem kaç, üniversitede ilk yılım. ortam kuramamışım, okula ısınamamışım, koca şehirde yalnızım. tutanacak bir dal arıyorum. tesadüf bu ya 4 yıl çıktığım ve o yaz ayrıldığım eski sevgilim de aynı kampüste fakat başka bir bölümü kazanmış. boşlukta süzülürken tutunacak bir dal arıyorum. çok özlediğim yanılgısıyla sarılıyorum telefona, görüşmek istediğimi söylüyorum. dışarı çıkıyoruz sonra, defalarca. yeniden heyecanlandığımı hissediyorum. ona haksızlık ettiğimi düşünüyorum. gözlerinin içi gülüyor yine eskisi gibi. gözlerim buğulanıyor karşısında hiç olmadığım gibi. elini tutmak istiyorum, yapamıyorum. öpmek istiyorum, kıyamıyorum. karma karışığım. bir kez daha telefona sarılıyorum. destek arıyorum. en yakın arkadaşıma, "ben yeniden çıkmak istiyorum onunla" diyorum. arka çıkıyor sağolsun. gençlik işte, karar vermişsen elaleme sormaya ne hacet. belki de daha sonra desteğe ihtiyacım olacağını hissediyorum.
benden sonra biriyle çıktığını biliyorum. hatta çıkmadan önce beni aradığını, "artık sevmiyorsun beni, bir daha dönme ihtimalin dahi yok değil mi?" diye sorduğunu hatırlıyorum. "olsun" diyorum. varsın, olsun... belki yalnızlık korkusu yaşadı, belki ağır bunalıma girmek üzereydi... bir şekilde hayatına devam etmek zorundaydı diye düşünüyorum.
açılıyorum sonra, onu yeniden istediğimi, ayrılarak aptallık ettiğimi söylüyorum. ağlamaya başlıyor. "ben, eski ben değilim" diyor. ne değişmiş olabilir ki? ne kadar değişmiş olabilir ki? boşver diyorum. boşver, ver ellerini.... uzattığım ellerim havada asılı kalıyor. titriyor... titriyorum... çekip gidiyor sonra.
arkasından arıyorum, konuşmak istediğimi söylüyorum, kapısına dayanıyorum. içeri alıyor. hala ağlıyor. yoğun ısrarlardan sonra, döküyor eteğindekileri. "hakkımda bilmen gereken şeyler var" diyor ve ekliyor;
- senden sonra çıktığım çocukla...
+ evet?
- çok içkiliydim, hatırlamıyorum bile.
+ ...
- uyandık sonra, sana kötü bir haberim var dedi.
yavaşça çöküyorum olduğum yere. için için çöküyorum. gömülmek, kaybolmak istiyorum. gözlerimden yaşlar süzülüyor. bir sigara yakıyorum güç bela. "konuşsana" diyor. ağzımı bıçak açmıyor. "yalvarırım bir şey söyle, kız bana, bağır çağır, yeter ki bir şey söyle" diyor. boğazımda bir gemici düğümü, her yutkunduğumda parçalayan... alnından öpüyorum ve evi terk ediyorum.
eve dönerken geçirdiğim 4 yılı düşünüyorum. bir kez bile birlikte olmayı teklif etmeyişimi... yaşadığımız çocuksu cinselliği... hemen ardımdan, henüz küllerim dahi sönmemişken yaşadığı şeyi... yavaşça çöküyorum olduğum yere... bir sigara daha yakıyorum güç bela... ağlıyorum.