öncelikle oyunda figüran olarak arkada sahne alan (bahsi geçen, ilk perdenin son sahnesinde yaşanan cümbüş ve eğlence bölümünde rol alan figüranlar) dört yakın arkadaşım var. sözlüktete okuyunca hemen açtım sordum işin en doğrusunu öğrenebilmek için. hemen özetleyeyim burada da efendim;
öncelikle bu talihsiz olayın baş kahramanlarından (bkz: tolga tuncer) bu sezon içerisinde 3.kez oyunun o sahnesinde ön sıradaki türbanlı vatandaşa benzer sataşmalarda bulunmuş. cuma gün ki temsilde gerçekleşen bu krizde tolga tuncer bu sataştığı türbanlı vatandaşın başbakanın kızı olduğunu bilmiyormuş, her zaman ki sataşmalarından birini yapmış. yani sahneye siyaset karıştırmış bir kez daha. ötekileştirmeye bir yardım eli de ondan uzanmış.
çok yanlış bilgilendirmeler var öncelikle o konuya açıklık getireyim, bahsedilen 150 polis henüz polis değiller. açıklamak gerekirse hepsi polis koleji öğrencisi ve sayıları 150nin de biraz üstünde. polis teşkilatının 167.yılı dolayısıyla, orada etkinlik kapsamında tiyatro izlemeye gelen 180 küsür polis koleji öğrencisi. salonu sümeyye erdoğan ile birlikte terketmelerinin sebebine gelirsek; yapılan ayrımcılığı, ötekileştirmeyi, saygısızlığı ve tiyatro adabına uymayan bu hareketi protesto etmek. ayrılan da sadece onlar değil, daha bir çok seyirci yerlerinden kalkıp salonu terketmiş.
şimdi soruyorum size etrafta bu kadar bilgi kirliliği varken, olayın aslını ben birinci ağızlardan size aktarmışken, hala işin siyasi kısmını tartışabilir miyiz? sahneye, oranın kutsallığına, oranın tarafsızlığına ve oranın özgürlüğüne inanan bir tiyatro öğrencisi olarak açık yüreklilikle belirteyim ki yapılan büyük bir ayıptır. ayıbın muhattabının başbakanın kızı olup olmaması önemli değil. ayıbın muhattabı bir insandır. bunu unutuyoruz galiba. tiyatroyla ilgili her yerde, shakespeare'in 'tiyatro insanı, insana, insanca anlatma sanatıdır' cümlesini, tiyatroyu betimlemek ve en kısa şekilde tiyatronun ne olduğunu anlatmak için kullanan sanatçılar, oradaki türbanlının en basit şekilde bir insan olduğunu unutmuşlar.
başındaki örtü, kimseyi toplumun içinde rencide etmemizi gerektirmez. o koruma diye bahsedilen 180 küsür polis koleji öğrencisi ve diğer protesto eden izleyiciler akp destekçisi mi oldular şimdi? ya da bu yazıyı yazan ben sizlere göre bir akpli, bir şakirt veya bir troll mü oldum? beni de böylesine yaftalayıp yolunuza devam edebilir misiniz?
o gün orada olsaydım (ki türlü sebeplerden dolayı oyunu 4 kez izledim, denk gelebilirdim benzer bir hadiseye) ben de sümeyye erdoğan gibi, o onlarca polis kolejli öğrenci gibi, diğer seyirciler gibi kalkar, çıkar giderdim. sessizce protestomu yapmış olurdum. kim olduğunu bilmem önemli değil orada rencide edilmeye, sataşılmaya çalışılan kişinin. kim olduğu nasıl önemli olabilir ki zaten? ortak bir amaçla toplanan 700e yakın insan neden oradalar? birbirlerini yaftalamak için mi? bu ne giymiş, bu hangi partili demek için mi? hayır. o kutsal diye bildiğim yerdeki sanatçıları izlemek için oradalar. ama oradaki kişi oyun gereği yapması gereken sataşmayı, amacından saptırıp kendine ait siyasi görüşü doğrultusunda yapıyor. hem de aynı sezon içerisinde 3.kez. şimdi ki muhattabı başbakanın kızı olduğu için mi haklı? ya da bunun için mi haksız? hayır, bundan öncekilerde de ayıp etmişti, haksızdı. bunda da haksız.
böyle düşündüğüm için, insanları yaftalamak istemediğim için, tiyatro sahnesine siyaset bulaşmamasını istediğim için şakirtsem şakirtim, trollsem trollüm.
