felsefi derinliği de olan çok özel bir hapishane dizisidir.
evet yukarıda tanım yaptığıma göre, biraz daha gevşeyip, kişisel görüşlerimi paylaşacak olursam (merak etmeyin efendim diziyi izlemeyi planlıyorsanız spoiler falan vermeyeceğim, keyfinizin içine de sıçmayacağım):
bir kere prison break'ten daha fazla bir hapishane dizisi. tamam, prison break de güzel bir yapımdı da, orada olay biraz daha esas oğlan üzerinden ilerliyordu. bilirsiniz ki böyle esas oğlanlı dizilerde karakter dizi boyunca 20 kez falan ölümden döner yine de bir şey olmaz.
hah işte oz'da durum farklı. 10 tane başrol diyebileceğimiz karakter, toplamda 30 falan karakterle ilerleyen bir dizi. bu 30 karakter sürekli olarak eksilip azalıyor, ya da bu 30 karakterden bazıları zamanla daha önemli bir hale gelip sonradan başrol olabiliyorlar. kadroya sürekli yeni isimler katılıyor. bunlardan bazıları diziye dahil olduğu bölümde dahi öldürülerek ya da başka bir şekilde diziden çıkabiliyor. başrollerdeki karakterler de ölebiliyor. ayrıca bir başrolü illa bir başka başrol öldürecek diye bir şey yok, bu işi figüranların hallettiği de oluyor.
yani bu kadar gevezelik yaptım da anlatmak istediğim şu; bu dizi klişelere kapalı, gerçekten baya baya doğal bir yapım.
oyunculuk performansları gerçekten müthiş(hatta ben bir dizide bu kadar başarıyla işlenmiş karakterler görmedim). hemen hemen hepsi harika ancak özellikle:
yani gerek karakterin işlenişi, gerek bu işlenen karakterin aktör tarafından oynanılışıyla çok gerçekçi karakterlerdir.
bir hapishanede konu nasıl ilerleyebilir? 'uyuşturucu trafiği falan filan tamam da, e nasıl ilerleyecek bu şekilde sezonlar' demeyin. tempo düşük olabiliyor ancak senaryo sürekli akıcı ve yeni bir şeyler çıkıyor.
efendim bu dizi aynı zamanda insanın ağzını küfre de alıştırır. 3 sezondan sonra ağzınızdan asshole, cocksucker gibi kelimeler fırlayabilir. aman dikkat.
bir de; harold perrineau tarafından canlandırılan augustus hill karakteri, dizinin o bölümkü konusuyla paralellik gösteren genellikle felsefi, biraz tarihi, biraz güncel, biraz da geyik konuşmalar yapar. bunu her bölüm, 4-5 kez aralıklı olarak yapar. şahsen dizideki en sevdiğim kısımlardan biri de buydu zaten.
özet geç piç'çiler için geliyor: lost'la beraber insanlara önerebileceğim 2. dizidir. izleyin efendim.