devrimci yol

entry45 galeri
    21.
  1. dev-yol'un içinden tasfiye olan dev-sol kadrosu, tasfiyelerine ideolojik bir kılıf uydurmaya çalışarak dev-yol'u öncü savaşı vermemekle eleştirdi. onlara göre dev-yol daha çok sliahlı propaganda yapmalı ve suni dengeyi parçalamalıydı. bunu yapmadıkları için dev-yol'u oprtünistlikle ve mahir'i reddetmekle suçluyorlardı. oysa süreci doğru okuyamayan kendileriydi.

    bu dediğim gibi tamamıyla bir ideolojik kılıftır. asıl mesele dursun karataş'ın kendi kitlesini yaratmak istemesi ve hegemonya kurmayı amaçlamasıdır(bir örgüt liderinin lakabı neden dayı olur ki?). çünkü atladıkları bir nokta vardı. dev-sol dev-yol'u kendi örgütsel tarihi içinde değerlendiriyor ve ondan önce öncü savaşı veren thkp-c yi farkında olmadan inkar ediyordu. dev-yol bir öncü savaşının gerekliliğini yadsımıyordu ancak, öncü savaşını daha önce mahirlerin verdiğini ve mücadelenin artık halk savaşı boyutuna evrilerek bir nitelik sıçraması yaptığını savunuyordu. 70 li yıllarda sivil faşizme karşı verilen anti-faşist mücadele ve kurulan direniş komiteleri bunun bir göstergesiydi. fakat dev-sol ille de öncü savaşı diyor, giriştikleri öncü savaşı bir iki faşisti kurşunlamaktan ileri gitmiyordu. bu suni dengeyi (zaten o dönem için kırılmış olan) kırmakta ne kadar başarılı oldu kendilerine soruyorlar mı acaba? gün sazak'a karşılık faşistler kemal türkler'i öldürdü. dev-sollulara sormak lazım kemal türkler gün sazak'tan daha önemsiz bir adam mıydı? değdi mi buna?

    devrimci mücadele bir süreklilik halinde ilerler. dev-yol thkp-c nin verdiği öncü savaşını miras alıp halk savaşını vermiştir. thkp-c ve dev-yol farklı örgütlerdir ancak, giriştikleri mücadele öncül-ardıl prensibinde ele alınmalıdır. thkp-c nin öncü savaşı verdiği, suni dengeyi kırdığı bir toplumda dev-yol'un "durun durun ben de öncü savaşı vericem" demesi aklı mantığı olan herkesin güleceği bir şeydir. çünkü öncü savaşı örgütsel değil, toplumsal bir zorunluluktur. örgüt kendi algısını değil halkın algısını göz önüne almalıdır. dev-sol işte burada ideolojik bir çukura düştü.

    peki suni dengeyi parçalamak adına öncü savaşı nasıl verdi dev sol?

    mahir ne yapmıştı? israil başkonsolosunu kaçırarak öldürmüştü. bu suni dengeyi kıran, devletin halkın gözündeki kutsallığını sarsan ve kitleleri ayıltacak bir eylemdi.

    dev-sol ne yaptı? nihat erim'i öldürdü. ne zaman? 1980' de. nihat erim görevi bıraktıktan 8 yıl sonra, oligarşinin bir ölse de kurtulsak dediği zamanda. şimdi sen onu öldürünce halk "vay be nihat erim'i bile öldürdüler mi" diyecek yoksa "nihat erim'i neden öldürdüler la" mı diyecek? bu suni dengeyi kırmaktan çok, ıslık çalmak için "ıslıııık" diye bağırmaya benziyor.

    nihat erim 1972'de kraldı ama 1980 de bir zavallı. nihat erim eyleminde, 1980'de kenan evren'i öldürmüşcesine davranmanın anlamı nedir?

    özdemir sabancı öldürüldü bir de, suni dengeyi kırmak adına. ben özdemir sabancı'yı öldükten sonra tanıdım. bırak suni dengeyi kırmayı halkta suni dengeyi güçlendirdi bu eylem.

    örgüte yöneltilen eleştirilerin bir sebebi de, dev-yol'un 80 başında bir darbenin geleceğini ön görmesi ve diğer devrimci örgütlerin kendi aralarında mücadele etmeyi bırakmasını isteyip cepheleşme çağrısını yapmasıdır. diğer örgütler bu çağrıyı pasifist bulmuşlar ve kendi aralarında didişmeye devam etmiştir. sonuç olarak darbe olduğunda dev-yol hariç güçsüz kuvvetsiz birçok grup lider kadrolarını yurt dışına çıkarmakta bulmuştur çareyi. geride bir çok militanları katledilmiş ancak kitlesel bir direniş gerçekleşmemiştir.

    eleştiri yapmak kolay. dev-yol'un da hataları oldu muhakkak. ama dev-yol'u oportünizmle suçlarken sen ne yaptın bi de onun hesabını ver değil mi?

    edit: ekleme
    0 ...