bu ülkede tek büyük olduğunu iddia etmek sadece self-satisfaction örneğidir. bunu ciddi ciddi düşünüyorsa eğer tarih bilgisi yoktur o kişinin. ya da istatistik biliminden habersizdir, üç büyüklerin toplum üzerinde etkisinden haberdar olmadığı için psikoloji ve sosyoloji gibi kavramlar onun penceresinden bakıldığında henüz icad edilmemiştir. sivilceli bilmem ne diye salladığı adamlar bu kişilere yol yordam öğretir, haberleri yoktur. liseli miseli dedikleri adamlar, liseli olmadıkları gibi yazılan yazıyı okuyup karşıdaki kişinin zeka seviyesini ölçebilecek kadar zekaya da yaşa da sahiptir.
gel gelelim konuya; bu ülkenin ismi, cismi, sınırları, bayrağı, dili, yönetim şekli herşeyi değişti ama değişmeyen bazı toplumsal güç odakları kaldı. bu toplumsal güç odakları osmanlı'nın sıkı yönetim döneminde kurulduklarından 'spor' kisvesi altında toplanabiliyordu ancak. asıl amaçları türk gençliğinin önündeki sömürülme tehikesine karşı toplumsal bir bilinç oluşturmaktı. bunun yolunu da kendilerince spor olarak gördüler. böyle kutsal bir amaca hizmet eden bu takımlar istanbul'un üç büyükleridir. kökenleri 2 cümleyele anlatılamayacak kadar derin ve gurur verici olan bu kulüplerin farklı toplum katmanlarından gelmeleri sebebi ile de kendi camia kültürlerine sahiptirler. bu üç kulübün büyüklükleri buradan gelir. haberi yoktur ama bu ülkede bursa'da bir hödük spor izleyebiliyorsa bunu bu 3 takıma borçludur. borçlusun!
(bkz: taş makas kağıt)
(bkz: beşiktaş galatasaray fenerbahçe)