şah'ı, yeğeni hadım kamber'in; sultanı ise, tekeli hüseyin can'ın -ikiz kardeşi hasan, şah ismail'in has adamı olmasına rağmen yazar kamber'i konuşturmayı tercih etmiştir- ağzından anlatan kitaptır. romanın ilk başlarında şah'a, kendi taraftarları koşulsuz saygı duymaktayken kitabın ortalarına doğru özellikle tebriz'de yaptığı sünni katliamlardan dolayı koşulsuz saygı zedenlenmiş hatta sorgulanmaya başlamıştır. ayrıca kitapta "kızılbaş" kelimesini bu topraklarda yarattığı algının kısa tarihine değinilmektedir. şah ismail, meselesinden önce söz konusu kelime saygınlığın belirtisiyken yaşanan siyasi olaylardan sonra biraz da osmanlı devlet yöneticilerinin siyasi manevralarından olsa gerek "hafif meşrep" anlamına çekilmek istenmiş ve -güner ümit ile mehmet ali erbil örneklerinde olduğu gibi- kısmende başarılı olmuştur. hulasa kızılbaş ve akbaşlar siyasi olaylara kurban edilmek istense de anadolu halkının engin hoş görüsü buna mani olmuştur.