şifre olmadığını 1milyon7yüzbin kitapçığı internete koyarak ispatlamaya çalışmak dinci laubaliliğinin en üst boyutudur.
random kitapçık üreten algoritmayı açarsın, bakarız. atadığın integerlerle neyi nerelere veriyor görürüz. çıktıyı alıp ne yapacağız en fazla katlar uçak yaparız. yiyorsa algoritmayı açsın da görelim kime ne kitapçık gitmiş. çok mu zor.
hepsini geçelim; yıllardır it sektöründeyim; random kitapçık (şıklar ve sorular) üreten bir algoritma eninde sonunda sıçar. failsafe çok fazla koymak lazım ki aynıları olmasın oldukça elesin. bunu yapmanın en kolay yolu zaten; sıralamayı birer ittirerek değiştirmek. yani bir döngü yaratmak. o zaman failsafelere de gerek yok. ama bazı aynı kitapçıklar üretilebilir yine de.
her neyse, şifre var, bu algoritmaların doğal bir sonucu zaten. bir algoritma yarattı iseniz geriye doğru elbette gidilerek bir çzöüm yolu bulunabilir. yani her yazılım bir algoritma üzerinden ilerler. bu da geriye doğru gidilerek nasıl yapıldığı çözülebilir ki zaten çzöülmş algoritma. bu algoritmaya insanlar şifre diyorlar işte.
sorun şifre ya da algoritma olması değil; sorun bunun birilerince bilinmesinin sağlanıp sağlanmadığı. e bu da zaten, google trendsde mod-medyan aramalarının artmasından belli birilerine verildiği, birilerinin bildiği.
ösym başkanının yaptığı açıklama ise; apaçık; "sıçtık, nasıl sıvayacağımıza bakıyoruz" itirafıdır. beni yalnızca allah yargılar ben yargıdan bağımsızım ekolünün tepe noktasıdır. gün olur devran döner adamı sikerler.