kendisi hakkında her zaman nötr düşünmeye gayret ettim. gayret ettim diyorum, televizyonda özellikle yorumcu olduktan sonra sarf etmeye başladığı tutumlu, sitemkar biraz da nefretle savunduğu değerlerine tahmmül düzeyimi test edene kadar. futbolcu olarak önemli bir futbolculuk geçmişinin bulunduğu, bu ülkenin yetiştirdiği önemli forvetlerden birinin olduğunun kabulü için galatasaray'ın efsane kadrosunda kendine star olarak yer bulması ve istatistikleri önemli veriler yeterlidir. özellikle kendisinden sonraki galatasaray'a ve yabancı futbolculara karşı ilginç bir tutumu var kendisinin. türkiye ligleri'nde kaç tane elano ayarında oyunu seri olarak oynayabilen ve yönünü çok çabuk değiştirebilen futbolcu vardı ki elano oynayacağına türk futbolcusu oynasın diyorsun. aynı şeyleri keita için de söylüyor/söyledi keza. sen avrupa'da bile elle tutulan bu futbolcuları getirip oynatamadıysan suçu biraz da türk mantalitesinde veya takım içindeki etmenlerde arayacaksın. başka bir deyişle çuvaldızı kendine batıracaksın. arda'nın sakatlıktan çıkmasına karşın lig maçlarında 3-4 hafta sonraki milli maç için oynatılmamasını etik olarak doğru bulmasını şaşkınlıkla izledim televizyondan. hakan şükür söz konusu savunmayı her türlü şart ve ortamda savunma durumundadır bunu doğru bulduğu için. kaldı ki, lig sıralamasında çekişme içerisinde bulunduğu ankaragücü ve derbilerin derbisi fenerbahçe maçında sakatlığı geçmiş olmasına rağmen oynatılmayan arda'nın böyle savunabilmesi gerçekten acı verici bir durum ve bu mantalitedeki adam spor bakanı olacak ileride. vatan yahut silistre terk bir haliyet'i ruhiyesi içinde. neymiş milli takımın istikrarı her şeyden önce gelirmiş, o yüzden "iddia"sı olmayan galatasaray takımında arda turan'nın oynamaması ve oynamak istememesi doğru, hatta desteklenmesi gereken bir davranışmış. hala şark kafasındayız. arda turan bugün premier lig'de iddiası olmayan sunderland, newcastle gibi takımlarda forma giyse bu takımlarda da 3-4 hafta öncesinden hazır olmasına rağmen milli maçlar için oynamak istemese veya oynatılmasa beyefendi acaba bu durumu normal karşılayabilir mi? ama orası avrupa diye bir kaide yok. senin avrupa standartlarında olması gereken bir kulüp olabilmen için oradaki standardizasyonu uygulaman lazım, ahlak anlayışını taşıman lazım.aynı şey arda turan için de geçerli. bir de her futbolla ilgilenenin bileceği gibi en iyi antrenman futbol maçı değil midir? arda turan beyler bir maç için aylarca hazırlık mentalitesinde olursa 3-4 günde bir büyük maçlar oynanan avrupa'da zaten istikrarlı bir performans sergileyemez, sergilenmesi de beklenemez haksızlık çocuğa. aynı şeyi türkiye'de oynayan bir yabancı için de söyleyerek, başka türlü bir yabancılaştırma yaparak hakan şükür beyin ne kadar mantıksız konuştuğunu kurabiliriz. alex de souza'nın fenerbahçe'de bir ay sonraki brezilya milli takımı maçı için sakatlıktan çıkmış olsa bile aradaki maçları oynamadığını düşünün. o zaman daha iyi anlaşılabilir tepki.
bir de galatasaray seyircisinin tepksinde küfür belayı "hoş" bulmuyormuş. ben de hoş bulmuyorum ama burasının "türkiye" olduğu ve resmi olmayan tepkilerin büyük çoğunluğunun anlatım şekillerin ilkel düzeyde kalması nedeniyle küfür ve belalardan oluştuğunu bilmek lazım. insanların bastırılmışlıklarını bir nevi anlatım metodudur küfür, lütfen insanları bu kadar bastırılmış duruma getirmeyin. insanlar büyük otoritelerin kendilerine nasıl davranması gerektiğini söylediği için doğruları uygulamamalı, kendileri bulmaları. alternatif galatasaray taraftarı tepkileri şöyle olabilir herhalde:
galatasaraayy. kalbimi kırıyorsun.
ayy ayhan hiç de güzel top oynamıyorrsun bi'kerem
hagi beyefendi teknik direktörlüğünüzü pek nahoş buldum.