ilişkinin birinci yıldönümü

entry1 galeri
    1.
  1. ilişkinin 365. günü olup büyük bir sevinçle kutlanılan kutsal gündür. sevgi pıtırcıkları birbirlerine hediyeler alıp sevinirler, mutlu olurlar.

    bir de bir yılını dolduramadan biten ve çıkılmaya başlanıldıktan tam 1 yıl sonrasına denk gelen, kişi hala seviyorsa adamı tam anlamıyla mal eden gündür. kişi 1 yıl öncesini düşünür de düşünür... benim için bugündür yıldönümü, 3 nisan...

    tam 1 yıl önce bugün;

    kurstayım, ona mesaj atıyorum...

    e: ben de idmandan çıktım şimdi
    k: hı, nerdesin?
    e: kızılaydayım işte, eve gidicem şimdi.
    k: biraz beklersen buluşalım?
    e: ben eve gidip geleyim bi, öyle buluşalım olur mu?
    k: tabi.

    -----
    şimdi biraz daha geriye gidiyoruz...

    e: merhaba.
    k: merhaba???
    e: sevgilin var mı?
    k: hayır???
    e: olabilir miyim?
    k: sizi tanımıyorum bile.
    e: tanışalım.
    k: hı? isim??

    bi süre geçer, konuşmaya başlanılır...

    e: 1,5 yıldır bekliyorum yanına gelmek için. tam gelicektim ki o çocukla gördüm seni. ayrılmanızı bekliyodum ne zamandır... lütfen ya lütfen... seni gördüğümden beri başkasına bakamıyorum, 1,5 yıl ya! hala zaman istiyosun benden, kalmadı diyorum, tükendim artık...

    -----

    buluşulur... önümüzde iki limonata oturuyoruz...

    e: yaklaşamıyorum sana.
    k: şöyle düşün bi de; önceden aramızda 10 metre vardı, şimdi yarım metre. demek ki bi şeyler değişiyo.
    e: ama o yarım metre bitmiyo bi türlü... geçemiyorum yarım metre öteye, sarılamıyorum.

    sessizlik... bardağı alırken yanlışlıkla eline değer elim, refleks olarak çekmişim, hatırlamıyorum...

    e: bilerek yapmadım, eline dokunmaya çalışmamıştım.
    k: biliyorum öyle olmadığını.
    e: elini çektin ama...
    k: sence bundan mı korkucam? (bu esnada elini tuttum. gözleri doldu, ellerimize baktı ve çektim elimi tekrar. hala eline bakıyordu, uzaylı görse bu kadar şaşırmazdı herhalde. bırakmamak için sıkıca tuttu, zorla aldım)
    e: niye yaptın ki bunu?
    k: ...
    e: daha kötü oldu farkında değil misin?

    tekrar elini tuttum bu esnada, gülümsedim... gözlerinin parlayışı hala aklımda, yüzünde kocaman bi tebessüm, diğer elimi de tuttu. ah çocuk... çocuk gibiydi, gözleri dolmuş bi çocuk...

    e: yanına geleyim mi?
    k: sen bilirsin.
    e: bi şey söyle
    k: sen bilirsin dedim ya.

    oturdu yanıma, sarıldı. o güzel kokuyu ilk duyuşum... kendimi ilk kez bu kadar güvende hissettiğim ilk an...

    e: seni seviyorum.
    k: ben de
    e: ben de ne?
    k: ben de işte.
    e: ne ne ne?
    k: ben de seni seviyorum (sessizce)
    e: dur ya duyamadım.
    k: duysaydın ya bana ne işte.
    e: ya gerçekten duyamadım!
    k: söylemicem işte.
    e: iyi ben söylerim. seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum...

    kalkılır mekandan, dosta doğru yürümeye başlanır ve yılın ilk eriği!

    k: ya dün gördük, canımız çekti resmen.
    e: tamam ben alayım sana.
    k: yok ya, çok pahalı, gerek yok.
    e: alıcam dedim.
    k: ya valla gerek yok, öylesine demiştim.

    ilk hediye; erik... hayatımda yediğim en güzel erikti...

    sonra dost kitabevine girdik. ben önden yürüyorum ama acayip kalabalık. bi an bıraktım elini rahat yürüyebilmek için, iki eliyle birden kavradı sonra. arkama dönüp baktım, küçük köpek yavrusu bakışları... ela gözleri, aylarca kahverengi diye ısrar ettiğim o ela gözler...

    sonrası normal bi ilişki zaten, 9 ay gibi kısa sürede tüketilmiş bir aşk. "aşkım" kelimesini hakeden ilk erkek, bu kadar bağlandığım ilk erkek... ve bugün 3 nisan... onsuzluğun canımı yakışı... şimdi gelse özür dilese, ağlaya ağlaya reddedeceğimi bildiğim gün. 3 nisan... bugün onun yanında olmalıydım, sarılıp hediye vermeliydim.

    (bkz: ayrıldıktan 10 gün sonra yeni birini bulan kişi/#10775165)
    0 ...