balıklı göl

entry31 galeri video1
    15.
  1. her efsanenin bir çıkış noktası vardır.
    M.Ö. 333 yılında hocası aristo'dan etkilenerek yunan kültürünü dünya ya hakim kılmak isteyen Büyük iskender pers imparatoru Dara'yı isos savaşında ağır bir yenilgiye uğratarak güney doğu anadolu ve dolayısyla urfanın kapılarını yunanlılara açmıştı. fakat iskenderi büyük bir sürpriz beklemekteydi. gelişmiş felsefesi ve dini simgeleriyle kültürel bakımdan üstün bir şehir. yunan mitolojisiyle oluşan sentez sonucu çeşitli öğeleri olan bir pagan inancı şekillenmişti bölgede.

    o dönemler en çok önem verilen figürlerden biri Atargatis (Tar'ata) verimlilik ve üretkenlik tanrıçasıydı; ayrıca su kültüylede ilgiliydi. simgesi yarı balık yarı kadındı. (tarihteki ilk deniz kızı figürüdür). balık üretkenliği simgelerken suda yaşamı simgelemekteydi. bu tanrıça için birçok tapınak inşa edilmişti bunların ortak özelliği balıklı tatlı suların bulunduğu yerlerde hemen göl veya akarsuların kıyısında yapılmalarıydı. bu göllerdeki balıklar kutsal sayılırdı ( yenmezdi, avlanılmazdı ) ve hatta bazıları müthiş mücevherlerle süslendirilmişlerdi. göllerin ortasındaki sunaklara insanlar adak adamak için yüzerek giderlerdi. balıkları inançlarından ötürü yemek ve dokunmak yasaktı. fakat özel günler geldiğinde papazlar ritüellerinin bir parçası olarak yerlerdi. ek olarak tanrıçanın verdiği nimet olan üretkenliklerine, bir teşekkür olarak erkekler hadım edilirdi. müzikler söylenir danslar edilirdi. bu tapınakların en ünlülerinden biri ascalon şehrindeydi (akdeniz kıyısının 40 mil güneyinde kudüsün batısında kalan antik bir şehir ) bir diğeride günümüz Şanlıurfa sındaydı (Edessa).

    1950 yılına kadar balıklıgölle halk iç içeydi, o dönemler gölün hemen bitişiğinde halktan kişilerin evleri bulunurdu, evlerin içinde kanal düzenekleriyle küçük havuzlar vardı, ev ahalisi misafirlerine gölün balıklarından ikram ederdi. bu ve çevre evler 1958 yılında vali kadri erdoğan tarafından yıktırılmış ve bugünkü cami yaptırılmıştır yerlerine.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/126212/+

    yunan mitolojisine de etkiyen bu eski inançların afrodit ve amazon kültünün kaynağı olduğu öne sürülür. yunanlılara göre atargatis bir tanrıça olarak ölümlü bir çobana aşık olmuştur. aşklarını yaşarlar fakat yıllar geçer ve yaşlanarak ölür çoban. buna çok üzülen atergatis kendini boğmak için bir göle atar. fakat gölün suyu onun güzelliğine kıyamaz ve onu boğmak istemez bunun içinde ona nefes alabilme yetisi ve yüzmek için balık kuyruğu verir. (diğer versiyona göre de çobandan hamile kalan atergatis utancından çobanı kendisi öldürür ve kendini de öldürmek isteyip suya atlar) hamile kaldığı kızı asur güzellik tanrıçası semiramis tir.

    bir diğer şeklinde ise atergatis aslında cenneten fırat nehrine düşen bir yumurtadan çıkmıştır ... balıklar yumurta düşünce onu kıyıya sürüklemişlerdir. bir güvercin ise kuluçkaya yatıp yumurtanın sıcak kalmasını sağlamıştır. atergatis daha sonra minnettarlığını göstermek çin zeustan yıldızlardan balık şekli oluşturmasını istemiştir. bunun üzerine zeus balık takım yıldızı nı oluşturmuştur.

    (not : atergatis yunanlılardan öncede mevcuttu .. yunanlılara geçiş derketo adıyla oldu ilk olarak sicilya kıyılarında yerleşmiştir. tüccarlar köleler ve paralı askerler tarafından anlatılıp yaygınlaşmıştır. romalılar onu suriyenin tanrıçası olarak benimsediler )

    hikayenin edessa versiyonunda ise balıklıgölde suya atlayan atergatis urfanın ilçesi olan ceylanpınar daki günümüzde aynel urus denilen bir başka su kaynağına çıktığına inanılırdı. günümüzde hala balıklıgöl etrafında yapılan kazı veya yol çalışmalarında bu eski tapınağa ait sunaklar deniz kızı heykelleri ortaya çıkmaktadır.
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/126210/+

    balıklıgöl ve ibrahim hikayesi müslümanların urfayı ele geçirmesinden sonra bölge efsanelerinin bu dine uyarlanması sonucu oluşmuş ve günümüze gelmiştir. yani bugünkü balıklı göl aslında atergatise atfedilmiş bir tapınaktı eski çağlarda.

    urfa halkının mancınık sandığı (hz. ibrahim ateşe; inanca göre bu mancınık aracılığıyla atılmıştır.) sütunları zamanın nuhadra'sı (yüksek memur) Eftuha (aftuha) yaptırmıştır. sütunların üstünde kimin için dikilmişse o kişiye ait heykeller bulunmaktaydı. sütunların birisinin üzerindeki yazıtta da ''Ben, Eftuha'yım. Güneşin oğluyum. Bu sütun ile heykeli Mano'nun kızı Şelmet için yaptırdım'' yazılıdır. kraliçe şalmat'ın heykelini taşıyan bu sütun, yıllar geçtikten sonra söylentilerle mancınık olup çıkmıştır.
    0 ...