(#10471922)
hayat şu: düşün bir sınav yaptığını; sen öğretmensin yanlış yapan öğrencilerin sınav kağıtlarına müdahale edip elbette doğrusunu yapabilirsin. fakat onlara belirli bir süre tanımışsındır ve o sürenin sonunu bekliyorsundur. süre sonunda yanlış yapanlar emellerinin karşılığını alacak, doğru yapanlar ise elbet mükafatlandırılacaktırlar. evet, dünyada vahşet, savaş ve benzeri olayların gerçekleşmesine Allah izin verir. fakat bunu yapma kararını alan insanlardır, zira cüzzi irademiz hürdür. aksi takdirde sınanmanın bir anlamı kalmazdı.
olayı zenginleştirerek de aslında islamiyetin kanatlarına daha kuvvetli destekler getiririz. tek sorun maddecilerin az felsefe yapması. bir klişe ama gerçek; felsefe insanı tanrısızlığa, derin felsefe ise Allah'a götürür. Örneğin, bir karaciğerin binlerce görevi var biyolojik ve kimyasal acıdan. insan aklının bile ermediği bu kadar kimyasal reaksiyon bu karaciğerde nasıl oluyor da her seferinde tekerrür ediyor?
ya da, bir protein aktarımında doğru proteinin transkripsiyonu ihtimali çok büyük bir rakam ve matematikte buna imkansız deniyor. ama insan hücresi bunu her seferinde doğru yapıyor.. acaba şuursuz hücreler bunu nasıl yapabiliyor?
kur'an insanları hep düşünmeye davet eder. işte birkaç örnek;
bakara 164. "şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yararlı şeylerle denizde akan gemide, allah'ın gökten su indirip de onunla ölmüş olan toprağı canlandırmasında, canlanıp da üzerinde gezinen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta, şüphesiz bunların hepsinde akıllı olan bir ümmet için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır."
bunları iyi araştırmak gerek. yarın öbür gün, "ben bilmiyordum, bana böyle söylenmişti, öyle zannetmiştim!" demenin bir faydası olmaz. biliyorsunuz ki bir kanun maddesi hakkında bilgisi olmamak kişiyi o kanunun ihlalindan doğan suçtan kurtarmaz.