evine gidin, başsağlığı dileyin (ne demekse hiç anlamam), oturup gereksiz muhabbetlere girmeyin. o konuşmak isterse dinleyin, soru sormayın, yok hastalığı, ölümü ne bileyim kaza nasıl olmuştu tekrar tekrar anlattırır bazıları. rahat bırakın. belki hatırlamak istemiyor niye sorup duruyorsun. ha kendisi anlatıp rahatlamak isterse anlatır zaten. birde ölü evlerine yemek gelir ilk günler de, o yemekler ev sahibinin yemek yapacak hali takadı yok diyedir, gelene gidene masalar kurulsun yemekler yensin diye değildir. insaf ya... gidin evinizde doyurun karnınızı. benim başıma geldi biliyorum. öğle saatinde sırf yemeğe gelip birde "salata yok muydu" diye soran bir tanıdığımı boğmamak için zor tuttum kendimi. ayıptır ayıp...