granada'nın hemen yanıbaşındaki tepeye kurulmuş, yaklaşık 700 yıldır şehre, sözün iki anlamıyla da tepeden bakan bir saray. adı arapça 'al hamra'dan gelmektedir ve 'kırmızı olan' manasını taşır. sarayın yapımında kullanılan kırmızıya kaçan renkteki taşlardan bu adı almıştır. sarayın kendisi öyle aman aman çığır açacak nitelikte bir mimariye sahip değildir, ancak büyüklüğü, şehre egemen yapısı, inanılmaz güzellikteki iç mekan işlemeleri, fayansları, kurak bozkırların ortasındaki klimaları ve cennet parçası bahçeleri ile birleşince kompleks akıl almaz bir güzellik kazanır.
14.yy'da kurulan elhamra'nın bahçesinde klimalar var, evet. araplar bir devirdaim sistemi kurarak suyun kompleks içinde sürekli akmasını sağlamış. gerçekten de sarayın bahçelerinde dolaşırken dört bir yandaki kanallarda şarıl şarıl sular akıyor, dolambaçlı kanallar suyun daha çok dolaşmasını sağlıyor ve ortamın sıcaklığını düşürüyor. bu sayede şehirde 40 dereceleri bulan hava sıcaklığı elhamra'nın bahçelerinde hep 28 derece civarında kalabiliyor. kuraklıktan uzak bu yapı sayesinde çöl gibi bir bozkırın ortasında dev ağaçlar, büyük bahçeler, çeşitli bitkiler yetiştirilebilmiş araplar.
en az sarayın kendisi kadar güzel olan bir unsur ise akıl almaz bahçeleri. ispanyolların anlayamayıp 'generalife' adını verdikleri bu bahçelerin asıl adı arapça 'cennet el-arif', yani arifin cenneti. sarayın mükemmel su ve serinletme sistemi sayesinde sahip olduğu bu bahçeleri görünce neden adını cennet koyduklarını çok iyi anlıyor insan.