30 mart 1972 kızıldere katliamı

entry96 galeri
    55.
  1. Alnı yukarda
    Kırmızı boyun atkısı
    Rüzgarda yürüyor Yürüyor
    Adım adım Yürüyor
    Ağır ağır yürüyor
    Rüzgar deniz gibi köpürüyor
    Esiyor deniz rüzgar gibi
    Akıyor iki yandan
    Işıklar düşen yıldızlar gibi
    Sesler geliyor derinden
    Kalbin uzak sahillerinden
    Nereye gidiyorsun yavrum benim, nereye?
    Dön sevgilim
    Dön kardeşim
    Dön evimin erkeği, dön geriye
    Yürüyor o
    Islıkla kızgın bir ölüm marşı çalarak Yürüyor
    Gövdesi bir gemi gibi yükselerek, alçalarak yürüyor
    Adım adım Yürüyor
    Ağır ağır yürüyor
    Kim bilir
    Belki bir daha sokamayacak parmaklarını
    Dizi dibinde dikiş diken kardeşinin sarı saçlarına
    Ve, belki bir daha altında yatıp
    Güneşe giden yeşil bir yola bakar gibi
    Bakamayacak gürgen ağaçlarına
    Yürüyor o
    Yürüyor açık geniş adımlarla arşınlıyor yolları
    Ağır iki balyoz gibi sallanıyor kolları
    kıllı göğsü bir kalkan gibi kabarık
    işitmiyor artık
    Hep aynı tahta masanın başında akşamlayan
    Hasta topal dostların
    Kalbe karanfil ruhu gibi damlayan sözlerini
    Çıplak iki bıçak gibi çekmiş Yüzünde gözlerini
    Yürüyor düşmana doğru Yürüyor adım adım
    Yürüyor ağır ağır yürüyor

    Yürüyoruz yolumuzda önderlerimiz
    ULAŞ'larımız, MAHiR'lerimiz, CEVAHiR'lerimiz.
    sizler
    Özgürlüğün doyumsuz tohumları gibi
    Düştünüz toprağa,
    Bire bin verdi başaklarınız
    Kaldırın yattığınız yerden başınızı
    Kaldırın, bakın,
    Bıraktığınız yerden yürüyor yoldaşlarınız

    Sen dalga dalga
    Sen köpük köpük
    Sen azgın Karadeniz gibi korkusuz DENiZ'im
    Kara yağızım, delikanlım

    Sen yeleleri alevden ARSLAN'ım
    Faşizmin kurşunlarını
    Çürümüş dişi söker gibi
    Midesinden söken yiğidim

    Sen HÜSEYiN'im, Sivaslım
    inanmış kavga neferim benim

    Sen militanım
    Yavruma ismini verdiğim ULAŞ'ım
    Simgesi kurtuluşumun arslan gardaşım
    Hiç yılmadın oligarşinin zindanlarında
    Kalbin dışarda attı durmadan biliyorum
    Ve çıkınca oradan dışarı kaptın mavzerini,
    Düşene kadar, hiç bırakmadan
    Sen
    Kavganın, kavgamızın en şanlı bayrağı
    Onur simgemiz CEVAHiR'imiz
    iki dostun vardı hayatta Halkın ve mavzerin
    Kurtarmak için halkını
    Bu kula kul yaşamdan Getirmek için kızıl aydınlığı
    Bir dakika bile terketmedin onları
    Ne mavzerini ne halklarını
    Sen kalbimizin ölümsüz CEVAHiR'i
    Sizler, çorak Nurhakların
    Yaprak dökmeyen selvileri
    Makinelilerin namlularına
    Göğüslerini açarak yürüyen neferlerimiz
    SiNAN'ımız, KADiR'imiz, ALPARSLAN'ımız
    Ne güzeldir dağların doruklarında
    Halkımızın yanında,
    Onların yaşadığı yerde ölmek

    Koçlarım, kalbimden kokusu çıkmayan gülüm
    Bize de gelsin korkmadan, çekinmeden
    Eğer bu kadar şerefli gelecekse ölüm
    Siz ON'larımız
    Kızılderenin kan çiçekleri
    Beyaz bir tek gül açmadı Niksar'da düştüğünüzden beri
    Pek yeşil değildi kuşatıldığınız köy
    Ama yemyeşil olmuştu
    Asker elbisesinden, tanktan, askeri araçtan
    Yeşildir ya hani hepsinin rengi bu saydıklarımın
    Ama hiçbir insan
    Bir ağacın yeşilinden aldığı zevki
    Alamaz onlardan
    Tek tek sayacağım isminizi usanmadan
    Ve hiçbir işten onur duymayacağım
    Sizin isimleriniz kadar duyduğum onurdan
    HUDAi ARIKAN, ÖMER AYNA, ClHAN ALPTEKiN, SAFFET ALP, AHMET ATASOY, SiNAN KAZIM ÖZÜDOĞRU, NiHAT YILMAZ, SABAHATTiN KURT, ERTAN SARUHAN, MAHiR ÇAYAN.

    Kan çiçekleri Kızılderenin, önderlerimiz
    Kuşatılmıştınız, mahsurdunuz
    Ama yine de tir tir titriyordu
    Karşınızda sırmalılarımız
    Ölümün en güzelini gösterdiniz bize
    En yücesini, en şereflisini
    Korkmadan, yılmamacasına, yani dövüşe dövüşe
    En güzeli ölümlerin, vuruşa vuruşa
    Sen kasketlim
    Tunceli dağlarına kazıdılar ismini
    işkence masalarının en korktuğu adam KAYPAKKAYA'm
    Ezbere biliyor herkes seni
    Düştüğün zaman işkence tezgahlarına
    Sır vermemek için düşmana
    Hiç umursamadığın kopmuş parmakların
    Hiç çıkmadı aklımızdan
    Canını veren sır vermeyen yoldaşım KAYPAKKAYA'm

    Sen yirmi bir yaşındaki büyük adam NiZAM
    Başına ne zaman yıkılacağını bilmediği
    Bir göz gecekondusunda
    Ağıtlar yaktı ardından Gültepe halkı
    Nasıl sevmişlerdi seni
    Nasıl da kendilerinden bellemişlerdi
    Nasıl kaçmıştı boyunları köpek kolyeli faşistler
    Kavgan burada durmayacak Silahın yerde kalmayacak
    Sen ÇAYAN'ım
    Yolunda yürüdüğüm önderim
    Her dediğini bir bir bebeme bellettiğim
    Büyük büyük yazmıştı gazeteler
    Yakalandığın günü
    Biz kulağımız radyoda kaçacağın,
    O zindanı deleceğin günü sabırsızlıkla bekledik
    Sen nasıl CEVAHiR'i kalbine gömerek gittiysen adaya
    Biz de seninle varabilmek için oraya
    Can attık, can verdik
    MAHiR'im
    Senden öğrendik mavzer tutmasını
    Türkü söylemesini
    TEK YOL DEVRiM diye haykırmasını
    Senden öğrendik her şeyin en güzelini, en iyisini
    Dönmeyeceğiz yolundan bir tek saniye olsun
    Durmayacağız, duraklamayacağız, durduramayacaklar
    Hiç bir şeyle kesemeyecekler önümüzü
    Öleceğiz, dirileceğiz, yeniden öleceğiz.
    Ama başaracağız
    Ve bu ülkenin en güzel yerine
    Senin ismini
    Altın harflerle yazacağız.

    KURTULUŞA KADAR SAVAŞ!! *
    0 ...