baba: oğlum. canım benim gel buraya bir sarılayım sana.
oğul: abartma baba.
baba: sen elinden geleni yaptın, kazanamasan da önemli değil.
oğul: gerçekten böyle mi düşünüyorsun, baba?
baba: böyle düşünüyorum tabi... hem sen sınava bir gir, sonra sana bir sürpriz var.
sınavdan 1 saat sonra...
oğul: baba, nereye gidiyoruz? bırakta arabayı sınavdan sonra ben süreyim. hem, sınav stresini atmış olurum.
baba: attırcam ben sana stresini, bekle biraz... ne o berkcan, sürprizi sormuyorsun?
oğul: niye sorayım be baba... en son sürpriz dediğinde, lgs' de sınavdan sonra tatilya'ya götürmüştün.
baba: lan eşek herif! çarpışan arabalara binerken, böyle demiyordun ama.
oğul: baba, burada niye durduk? yoksa... yoksa... sürpriz dediğin... aslan babam bee...
baba: hadi hadi sen beni bırakta, içerideki karılara yavşa. al şu paraları da, iyice stres at.
oğul: iyi de baba, sen buranın yolunu nereden biliyorsun? banane ya... annem düşünsün. aslan babam benim.
baba: ha bana bak, paraşütsüz uçma sakın! sen milli olacaksın derken, biz de dede olmayalım.