hakkında bir çok hikaye vardır.hepsi hoştur güzeldir. yüzünüzde bir tebessüm bırakır. ama onun çektiği acılar, kendini öldürmek için yaptığı alkol komalarını düşününce içiniz ürperir. sana göre maradona, ona göre pele. ama bize göre george best.
manchester united ile oynadığı bir maçta takımı 2-0 öndedir. sol köşeden korner atışı olur. topa koşan adını hatırlayamadığım arkadaşını durdurur ve kendisinin kullanacağını söyler. topu alır köşeye gider. arkasındaki gazetecilere bakıp göz kırpar ve eliyle 3 işareti yaparak gülümser. topa vurduğu anda top aldığı falso ile direk kaleye girer ve gol olur.
irlanda milli takımının alman milli takımı ile yaptığı bir maçta maçtan önce franz beckenbauer için yeterince hızlı olmadığını, onu topla bile koşarak geçebileceğini ve gerekirse bacak arasından çalım atacağını söyler. pek bi sivri dillidir. franz ise buna sadece güler. maç başlar. çok çetin geçmektedir. george best topu alır, kanadını değiştirerek direk libero oynayan franz ın üstüne üstüne gider. sonra topu bacak arasından geçirir. olduğu uyerde durur ve arkasında dönerek elini kaldırıp yumuruk işareti yaparak güler.o anda bir irlanda taraftarı olmanın vereceği zevki düşünmek bile insanın içini ısıtıyor.
o kesinlikle gerçek bir efsane. 7 tane miss world ile yattığı, sürekli magazin haberlerine konu olduğu ve durdurumadığı alkol sevgisi yüzünden manchester united dan kovulmuştur. o şu anda herkesin takımlarda hastası olduğu 7 numara furyası kendisi ile başlamıştır.
kendisinin ölmeen önce david beckham hakkındaki yorumu ise;
"Sol ayağı zayıf, kafa vuruşları sıfır, savunma yapamıyor, fazla da gol atmıyor. Onun dışında fena değil."*~~
1991 den 2005 e kadar charlton athletic in menajerliğini yapan alan curbishley ise şöyle demiştir onun için; "best gibisi gelmedi, onun kadar yeteneklisi olmadı. daha sık yanında olmalıydık onun.. o'nu korumalıydık.."
bir futbolcu düşünün ki yere düşmez. belki de ada tarihinde en çok tekme yemiş futbolcudur kendisi.
keşke yapmasaydın bu kadar kötü şeyi, keşke parçalamasaydın karaciğerini demek bazen anlamını kaybediyor. belki de o bu yüzden george best.