--spoiler--
Fincancı: B1 Vitamini ani ölümleri engelliyor
bianet'in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Fincancı ise, 268 gündür ölüm orucunu sürdüren Avukat Behiç Aşçı'nın -Çölaşan'ın düşündüğünün tersine- fiziksel sorunlar yaşamaya başladığını ifade ediyor.
1996 yılında gerçekleştirilen ölüm oruçları ile 2000'de başlayan ölüm oruçları arasında temel bir fark olduğunu hatırlatan Fincancı, 1996'da ölüm orucuna başlayanların yalnızca sıvı aldığını, bu yüzden vücutlarının hızla çöktüğünü, bedensel ve zihinsel aksaklıkların yaşandığını ve Werniche Korsakoff hastalığının ortaya çıktığını söyledi.
1996 ölüm orucunda edinilen bu deneyim sonucunda 2000 yılında başlayan ölüm orucunda, B1 vitamini alınmaya başlandığını kaydeden Fincancı, B1 vitaminin sindirim ve sinir sisteminde önemli etkileri olan bir vitamin olduğunu belirtti.
Bu nedenle 2000 yılında başlayan ölüm orucunu sürdürenlerin 96'dakilerin aksine 60'lı günlerde hayatlarını kaybetmediklerini, ölüm sürecinin 200'lü günlere kadar uzadığını vurgulayan Fincancı, B1 vitamini sayesinde, sıvı alımının sürdüğünü, mukozaların sıvı tutabildiğini söyledi.
"Kalp kasları zayıflıyor"
Fincancı, B1 vitamini desteğine rağmen ölüm orucunu sürdürenlerin ilerleyen günlerde farklı sorunlarla karşı karşıya kaldığını söylüyor, bu sorunları şöyle sıralıyor:
* Kaslarda zayıflama
* Göz sinirlerinin zayıflaması
* Kaslardaki zayıflama nedeniyle kendi de bir kas olan kalbin zayıf düşmesi, kalp yetmezliği sorunu
* Protein yıkımı başlaması, dokularda küçülme, buna bağlı denge bozukluğu
Fincancı, Aşçı'da da bu tarz sorunların yaşanmaya başladığını hatırlattı.
--spoiler--