her şeyden önce insandır, emir kuludur.
vicdanı olan kimseye kolay kolay zarar vermez hacı. zira vicdanı olan insan bilir ki sınırı zorladığında onların tepesindeki bürokrat devşirmesi amir, emniyet müdürü vs kafasına esince vurun kırın emvi verebilir. yoksa polis durduk yere kimseye keyfi iş ya-pa-maz. münferit olarak yapmadı mı. evet yapmıştır. lakin münferit iş çevireni bugün değilse yarın sikip atarlar. kimsenin yanıa kalmaz yaptığı.
türk polisi başlığı altında bir tane polisi öven entari neden yoktur?
çünkü kimse polisi sevmez. zira polis onların işine gelmeyenin sayıp sövdüğü, maaşı vergilerle ödeden zurnanın son deliği devlet memuru. silahı var, üniforması hasebiyle her an arkasını kollamak zorunda ama maaşını senin ödediğin memur. en çok merak ettiğim husus ise rüşvet.
şunun ayırdına varın amnskym. en rüşvetçi bilinen birim trafik polisleri. bu adamlar niye böyle bilinir?
çünkü sen kırmızı ışıkta geçersin, ehliyetsiz araba kullanırsın, alkollü araba kullanırsın, yarak kürek bir sürü kural ihlali yapar insanların canını malını hiçe sayarsın ama bilirsin ki seni çeviren polis muhtaçtır. sen götünün altında arabayla fıldır fıldır gezerken o evine ekmek götürmenin derdinde olduğundan ruhsatı verirken arasına sıkıştırırsın bişeyler ve olay hallolur. kaç kişi tabi buyrun aracı bağlayın, kesin cezayı demiştir ki? işine gelmez, polisi yoldan çıkarıp kendi yoluna devam etmek kolay.
toplumsal mevzuatlar var birde. 1 mayıs günü ile alakalı. çıkan sendika üyelerine sözüm yoktu eskiden şimdi var. kardeşim provakatörler sizin üzerinizden iş çevirdikçe bi sikim yapamazsınız. siz sabahın 7'sinde kalkıp eyleme yol alırken provakatörler geceden molotof hazırlayıp sokak başlarına kasa kasa mühimmat gibi yerleştiriyor. kusura bakmasın kimse. buna müsamaha gösterip de her yıl aynı manzaraların oluşmasına sebebiyet veren kişiler ya hakikaten salaktır yada bu işe çanak tutuyordur. lan şişli'de polisin kafasına molotof atıldığına bizzat şahit oldum ben. hangi 1 mayıs kutlaması. polisi yakarak mı kutlanıyor 1 mayıs? bisiktirin ordan. bak bu yıl da taksim meydanı toplu miting meydanı değil istanbul'da. bakalım bi enayilik dönecek mi?
onu bunu bilmem, insan olup karşısındakini insan yerine koyduktan sonra polisle kimsenin bi alıp veremediği olmaz. il dışına çıktığımda gittiğim yerde önce polise uğrarım. şurdan geldim, şu kadar zaman şurada şurada kalıp şu tarihte şuraya gideceğim bilginize. bunu yapma amacım olası bir yanlış anlaşılma ile ne onların başını ne de kendi başımı ağrıtmak. ayrılırken de au revoir der giderim. kütahya'da, adana'da çankırı'da tokat'ta, erzurum ve daha nice ilde bunu yapmam sayesinde polisler bana önceden bilgi vermiş, şurda şurda şu saatlerde dolanma başına iş gelir uğraşırsın deyu uyarı vermiş (sebebini de anlatarak) beni sıkıntıdan, kendilerini de boş işlerden kurtarmıştır. ki polis neticede bunlar. evimin kapısında gbt yapmaya gelen polise "evimin kapısındayım, burada üstümü başımı arayıp beni rencide etme ya gel yukarı evin içinde arama tarama ne istersen yap ya azad et" dediğimde de bir seferinde eve gelip kahve içip işini yapıp gitmiştir, bir seferinde de azad etmiştir.
şimdi niye bu kadar uzun yazıp kafa siktim. kusura bakmayın hacı, türk insanı genel olarak hakkını nerede ve nasıl arayacağını bilmiyor. bir kere karşısındakini önce insan yerine koymadığı için hiçbir zaman insan muamelesi de görmüyor. faturayı da rahatlıkla polise kesebiliyor bunu gördüm ve yaşadım ben.
siz insan olup insanca derdinizi anlattıktan sonra polis durduk yere götünüze cop sokmaz, kafanıza gaz sıkmaz. yolda çevirip gbt yapmaz. yaparsa da insan olun, insan muamelesi görün. sen 1 polisle uğraşırken onlar günde belkide binlerce it kopukla uğraşıyor. ortada canı var üstelik hiç savunması olmayan.
hani bok atmak en kolayı, bir de onların içinde bulunduğu halet-i ruhiyeden anlasanız azıcık.