haftalık 4 saat ingilizceyle öğrencilere şakır şakır ingilizce konuşturacak öğretmenlerdir. tabi yersen.
mevcut olan kitaplara, dinleme metinlerine ve saatlere el atılmadıkça my name is ingilizcesinden kurtulamaz bu çocuklar.
örneğin, çocuk hayvan seslerini dinleyerek bu hayvanın ne olduğunu bulmaya çalışıyor. yahu böyle mi öğrenecek çocuk ingilizceyi. ya da çocuk erzurumdaki annesine ingilizce mektup yazıyor dear mom....
bir de türkiye de gençlerin konuştuğu ingilizceye avrupa da özellikle türkiye den geri diyebileceğimiz doğu avrupa ülkelerinde konuşulan ingilizce arasında dağlar kadar fark var. eminim orda hayvan sesleri falan dinletilmiyordur ya da çocuk krakow daki ailesine dear mom diye başlayan mektup yazmıyordur.
eğer amaç çocuklarımızın "derdimi anlatabilecek kadar ingilizce biliyorum" ile sınırlı ingilizcesini geliştirmekse kitaplarda daha çok pratiğe dayalı ingilizce daha çok dinleme üzerine ve konuşma üzerine ingilizce yer almalı. bir de yıllık plan gibi kalıba sıkıştırılmamalı ingilizce.