küçük beyoğlu

entry50 galeri
    37.
  1. taksimde bulunan bir barlar mekanı.
    entrylerden okuduğum kadarıyla bir zamanlar servisi iyiymiş. ve yine bir zamanlar ucuzmuş. hikaye kısmını geçip sevgili uludağ sözlük yazarlarıyla başımdan geçen bir olayı paylaşmak isterim.

    üç erkek, birinin doğumgünü vesilesi ile çıkıp biraz içip, muhabbet edip güne bi renk katmak istemektedir. istiklale girilmiştir, asmalı' dan başlayalım diye önerilmiştir fakat küçük beyoğlu kararı çıkmıştır. birkaç dakikada varılmıştır. saat 21.00 sularındadır. boş bir masaya oturulmuştur. üç tekila üç ellilik bir de çerez söylenmiştir. yaklaşık on beş dakika sonra tekila ve biralar gelmiştir. muhabbet sohbet başlamıştır, keyifler fena değildir. derken çerezin henüz gelmediği fark edilmiştir. yaklaşık yirmi dakika olmuştur. bu yirmi dakika içinde iki kez söylenmiştir komik gorünümlü garsona. mesai arkadaşının kovulduğunu gülerek söyleyen garsona. biraların bitmesine az kalmıştır ki çerez gelmiştir. bizden denmiştir. öyle bir şey olmadığını biliyoruz tabii ki.

    neyse tüketilmiştir o da. sinirler gergindir. üstelik bir de doğumgünü için dışardayız. büyük sıkıntı. plan, birer tane daha içip asmalı ya ya da sofyalı ya geçmektir. ardından iki kişi yine geç gelir diyerek istememiş, diğer kişi, kalkarız hemen bir tane daha içeyim muhabbet ederiz diyerek söylemiştir birayı. aradan yine yaklaşık yirmi dakika geçmiştir fakat bira hâlâ gelmemiştir, garsonlar sürekli: 'hemen getiriyorum, yoğunuz kusura bakmayın' nağraları atmaktadır; ancak şahsımca gözlemlenmiştir, bir aşağı bir yukarı yürüyüp başka - emin olun - hiçbir şey yapmamışlardır! derken iyice gerginleşen ortamda, çözümü kalkmakta bulan ben, hesabı istemişimdir. gelmiştir hesap. ne içtiğimiz yukarıda yazmaktadır. üç tekila, üç elllik. sonradan söylenen bir elllik gelmemiştir. yani hesaba dahil değildir. fakat hesapta tam 46.50 lira yazmaktadır! neresinden tutarsan tut saçmalık. yavaşça sorulmuştur garsona, sadece üç bira içildi, neden dört yazıyor şeklinde. gelen cevap ise, ben eminim bu masaya tek bir bira getirdim. adım gibi eminim. gülünmüştür bu cevaba. konu büyümesin diye, getirmediniz ama sorun değil diyerek hesap ödenmiştir. bir bomba da burada. elli lira uzatılmıştır. hemen getiriyorum denmiştir para üstü için.

    tam on dakika beklenmiştir ve gelmemiştir. inat eden ben içeriye girmiş para üstüm vardı alabilir miyim demiş, resmen zorla o 3.50 lirayı almışımdır.

    ve evet bir daha küçük beyoğlu' na gidilmemeye yemin edilmiştir, lanet okunmuştur ve orası terk edilmiştir. kısaca, üniversite öğrencilerine koskoca mekanı bırakmışlar efendim, bunlar da bir türlü çeviremiyorlar hesabı. bundan ibaret. sekiz liralık tekilayı neylerine güvenerek sunuyorlar anlamak akıl kârı değil.
    0 ...