uzun kısa farketmez anlatımda kullanılan çubuğa benzer her şeye penis denir. iktidar simgesi sayılabilecek şeylere fallus denir. yazarın sorunlu olduğu erkek, baba; kadın, anne olur. ayna varsa "lacan"a, rüya varsa freuda, imgesel herhangi bir masal veya efsane öğesi bulunduğundaysa junga dipnot verilir.
sonuçsa genellikle aynı olur: fallus eksikliğindeki anlatıcı, bu eksikliği doldurmak için babayla tartışıyorr, anneyle sevişiyor; gelişme bölümünde ayna evresini yaşıyor ve sonuç kısmında parçalı bedeninin farkına varıyor (ya da bunu bütünleştiriyor).
yani anlayacağın herbir psikanaliz terimi bir edebi terimle buluşturulup, masturbasyon yapılır.
böylesi bir absürdlüğe düşmemenin yolları ise şöyledir: psikanaliz mevzusunu orjinal metinlerden okursunuz, bu orjinal metinleri birbirleri ile beraber okursunuz. Ardından edebi eleştiri kuramlarını özellikle sözlü kültürden de destek alarak araştırırsınız. ve edebi terimleri yerli yerine oturtursunuz.
en önemlisi de, yazılan eleştirinin psikanalitik bir inceleme olmadığını; edebi bir eserin psikanaliz yoluyla incelenmesi olduğunu kafanızdan bir saniye bile çıkarmazsınız.