oktay akbal

entry24 galeri
    8.
  1. --spoiler--
    Yaşamda Bir Anlam Aramalı mı?

    ''Kopmak her şeyden. Kaçıp gitmek... Ama ne yapsan, ne etsen, nerelere gitsen, aradığını bulabilecek misin?''

    Bir okur mektubuydu okuduğum... Bunalmış bir genç! Dert dökecek biri diye beni bulmuş. Hem soruyor hem yanıtlarını veriyor. Bir anlamı var mıymış yaşamanın? Çehov'un 'Üç Kızkardeş' oyunundaki Maşa''nın pencereden bakarken söyledikleri aklıma geldi: ''işte kar yağıyor, bunun bir anlamı var mı?''

    Anlam! Bir yaşam boyu sorarız bunu kendimize, çevremize... Anlam, yaşamaktır. Soluk almaktır, şiir okumaktır, birini sevmektir, bir deniz kıyısında dolaşmaktır. Ormanlarda tek başına yürümektir. Öyle çok ki anlam! Ama gide gide anlamsızlaşır yaşam. Oysa kendimiziz anlamsızlaşan! Doğa değil, toplum değil... Biz... Sen, ben...

    Ne zaman bir anlam ararız? Başımız sıkışınca... Aşk kırgını mıyız, yoksulluğun tatsızlığında mıyız, yalnızlığımızın kalesine mi kapatılmışız, yollar mı tıkanmış önümüzde... işte o zaman ''Nerde bu yaşamın anlamı'' deriz, bir avuntu ararcasına...

    Ben böyle anlarımda hemen kitaplara sarılırım. Bir roman, eskiden okumuş olduğum... Her okuyuşumda bana yepyeni duyarlılıklar veren. Stendhal mi, Gidé mi, yoksa bir Sait Faik öyküsü mü?.. Cumalı'nın, Külebi'nin ezberimdeki dizeleri mi?

    Kimi zaman hiçbir şey seni avutamaz... Hele işsizsen, sıkıntıdaysan, hastaysan ya da yakınlarından birinin ölümünü duymuşsan, daha düne kadar sana dost görünen birinin bir anda düşman kesildiğini anlamışsan...

    Şu günler, hiç de iç açıcı değil! Lütfi Özkök dostum bir eski şiirinde ;Sıkıntı sıkıntı sıkıntı...; diye yazmıştı. ;Bir yağmur yağıyor şiirlerimin üstüne...; diyordu. Öyle anlar gelir çatar ki hüzünlenmek bir çeşit zenginlik olur. Toplumun içine itildiği çıkmazda çevrendeki her birey gibi, ülkenin dört bir yanındaki her yurttaş gibi, düşünür, düşünür durursun, bu iş nereye varacak?..

    Sokaklar, meydanlar insanlarla dolar taşar. Ellerinde sloganlar, dillerinde 'Susma, sustukça!...' çığlıkları... Susmazsın, susamazsın... Anday'ın yazdıklarını anımsar, sesler verip sesler almak; istersin. Boşa giden sesler! Kimsenin kulak asmadığı yakınmalar...

    Bak, daha düne kadar 'geçinemiyoruz' diye bağırıyordum. Al sana dediler, birden yabancı paraların değerini yükselttiler, cebindeki para yarı yarıya eksildi! Şimdi ne diye bağıracaksın? Bağırdıkça, yakındıkça tepene yumruklar iniyor! Sussan bir türlü, konuşsan, yazsan, sokaklara düşsen bir türlü! Senin gibi acılar çeken kolluk görevlilerinden yediğin dayak da işin cabası!..

    Yaşamın bir anlamı var mı? Hadi ara da bul! Romanlarda, şiirlerde belki var, ama gerçek yaşamda izi bile yok! Hem bunu düşünmene bile vakit yok! Hatta izin yok!

    Yaşamın anlamını soran dost okuruma başka ne diyebilirim ki?


    --spoiler--

    Kaynak: Oktay Akbal,Konumuz Edebiyat, Varlık Yayınevi, istanbul, 1975, ss. 53-54.
    0 ...