bosna'yı kana buluyan nato generali wesley clark aynı zamanda ülkelerde darbelere imza atan amerikan demokrasi fonu başkanı, işgal edilecek yedi ülkenin adını sıralamıştı: 'libya afganistan'dan sonra pentagon'un işgal listeindeki ülkelerden biriydi. listede; ırak,somali, sudan, lübnan, suriye ve iran vardı.'
ve soros tamamladı 'iran'daki rejim eninde sonunda çökecek, ama kolay kolay vazgeçmeyecek, büyük mücadele gerektirecek.'
işgal için adları sıralanan iran ve diğer ülkeler petrol denizi üzerinde oturmaktaydı, bu ülkeler dünya petrol rezervlerinin yarısına sahipti. ırak 2003'te halledildi sıra libya'ya geldi. libya'nın bir diğer önemi de petrolün yüzeye yakın ve sülfürü az olduğundan, çıkarmak ve işlemek için masrafı az ve elverişli olması idi. arap yarımadası ve iran haritada işaretli.
soros söylemişti: 'bu coğrafyada petrol diktatörleri yıkılacak, demokrasi!! gelecekti.' 'petrol 200 dolara çıkınca, başka ülkelerde de devrimlere sebep olacak!' diye belirtmişti.
ayaklanma ve çatışmalar petrol coğrafyasını hedeflemişti, kaos ve karmaşa amerikan silah sanayisini ve paralı asker pazarlayan amerikan şirketlerini de abat edicekti. 2011'de düğmeye basıldı vakit tamamdı. hilary clinton şubat ayında 'ortalığın kan gölüne çevrileceğini' açıkladı. 2011 ve 2012 yılları kaos ve kan yılları olacaktı, afrika ve orta doğu kana bulanıcaktı.
küresel soyguncular yeni pazarlara açılırken iki yol kullanırlar: biri darbelerdir, diğeri çatışmalar. imf boyunduruğu altına alınan ülkede önce işsizlik artar sonra kargaşa başlar. yabancı istihbarat ajanları ve bölücü faaliyet ülkeyi kaosa sürükler ve sonunda iç savaş çıkar. ardından barış adına nato ve bm müdahale yapar. bunun adı 'insani müdahale' olur ve yabancı güçler zengin kaynaklara sahip topraklara hiç gitmemecesine oturur.
ikinci yol mısır ve tunus'taki yoldur. demokrasi darbeleri planların, içinden sivil toplum ağları yıllarca fonlanır. üniversiteler, medya sivil ağa alınır, işsiz ve yoksul halk en ufak bir kıvılcım ile ayaklanır. liderler devrilir, demokrasi! gelir. artık diktatörlerce değil küresel bankerlerce sömürüleceklerdir.
