18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı'nda milan baros'un, nizami golünü "faul" gerekçesiyle vermeyerek "yönettiği derbiye damga vurma" alışkanlığını devam ettirmiş türk hakemidir. şahsım için geçmişteki 4 kırmızı kartlı derbiden sonra fırat aydınus ismi zaten ciddi bir hakaret için kullanılabilir durumdaydı, dünkü maçta da bu durum perçinlenmiş oldu gene kendi payıma.
he şimdi birileri "yenilince ağlamak" diyecektir "çok futbol bilgileri" ile ama bir kaç hususa dikkat etmekte fayda var. bunlardan birincisi ve belki de en önemlisi milan baros'un, attığı goldür. futbol bilgisi fazla arkadaşların, gözlükleri yanlarında olsa idi milan baros'un, ilgili pozisyonda gökhan gönül'ün, dengesini bozabilecek türden bir teması olmadığını farkederlerdi. ve futbol oyun kuralları(eğer ki son beş yıl içinde bir değişiklik olmadıysa) rakip ile top arasında girmek için "faul" kararının uygulanmasını gerekli görmüyordu.
bir başka husus da fenerbahçe'nin ilk golünü attığı yerden, gol olana kadar bilmem kaç tane yerli-yersiz duran top kullanmasıdır. milan baros'a "düdükten sonra topa vurmak" suçundan verdiği sarı kartı ilk yarının sonlarında taç pozisyonunda yan hakem siken, top tekmeleyen gökhan gönüle verememesi de ayrıca hoş olmuştur.
gene de galatasaray futbol takımı kendi aptallığının sonucunda yenilmiştir. ve iyi ki pozisyona girebilen, girdiği pozisyonları sonuca götüren bir rakibimiz yoktu da maç 2-1 gibi bir skorla bitti derim kendi payıma.