bu gece seni düşündüm derin derin,
bana bıraktıklarını ve bırakmadıklarını baba!
ve sensiz geçen o 3 senede boğuldum...
gidişinle öğrettin bana babasızlık zormuş! hayata savrulan ''seni babama şikayet ederim'' repliklerini kullanacak yaşı çoktan geçmiştim belki ama ruhum çocuk kalmıştı işte, böyle haykırmak istediğim anlar oluyordu... mesela ''benim babam senin babanı döver'' rituellerini keşke ellerim ayaklarım minicikken bin kere söyleseymişim. bıksaymışım, böyle alık hevesler kalmasaymış içimde. haykırsaydım olabildiğince...
sabahları uyandığımızda barbi bebeklerimi seninle konuştursaydım hemen akabinden benimle konuşsaydın saatlerce... sen anlatsaydın ben sussaydım. uzun uzadıya nasihatler verseydin, uzunca dümdüz saçlarımı ellerinle sıvazlasaydın! arada çok konuşup başını ağrıtacak olursam da, kocaman ellerinle vursaydın dudaklarımın üzerine. ama gitmeseydin!
3 çocuğun vardı baba! hep ''en çok beni sev, olur mu?'' derdim sana. ''hepinizi eşit severim ben babayım, babalar ayrım yapmaz!'' derdin. şimdi gel baba, gel ve en az beni sev! abimi kardeşimi öp kokla, beniyse sadece bas bağrına, sigara kokan bağrında özleminle boğ beni baba!
nöbetlerin olmasaydı, ayrı kalmasaydık! gitmeseydin işe keşke... mesleğini hep seveyim isterdim ama seni benden ayırdı baba! bazen geceleri bazen günün olmadık saatleri... benim hasmım sensiz geçen gençliğime baba!
kızın büyüyor! kimine göre evlilik yaşında, kimine göre çılgınlık... ama ben ne çılgınım ne evli. sadece eksiğim baba!
hasta olduğun halini çıkardım hafızamdan. hala gözümde heybetli, uzansa yıldızlara erişecek adamın hayali var! seni hayatımdan eksilten hastalığın, hayalimi eksiltmesine izin vermedim baba! o hastalığa nefretim durulmadı! o hastalıktan öcümüzü almadan bırakmam baba!