''gördünüz mü adnan başkan... rakibiniz olan başkan il güvenlik kurulu toplantısını ilk defa bu maçta yaptırmadı ve taraftarını tahsisli yoldan rakip stada götürdü...
siz; bir defa bile camı kırılmamış bir otobüsle kadıköye asla gidemediğiniz gibi, lağım sularında saatlerce bekletildiniz ve hatta yumurtalı koltuklara oturtuldunuz.
sizler eziksiniz...
ezilmeye mahkumdunuz ve ezildiniz yine...
bana ne tek forvetinizden, bana ne savunmanın göbeğinde kimin oynadığından. bana ne hagiyi ne zaman kovacağınızdan ya da adnan sezgini kovmuş gibi yapmanızdan...
siz daha bir kere bile karaköyden kadıköye geçemediniz dayak yiyemeden. toplu halde yasak dediler alnınızın çatısına vura vura. ama rakibiniz toplu halde geldi sizin mabedinize...
gelebildi...
çünkü eziksiniz...
bana ne haginin oyuncu değişikliklerinden, ya da yapamadığı hamlelerden.
rakip otobüsün içinde bile 3g kamera var. sizin dayak yediğiniz koridorlarda kamera yassahh... tamamı rakibiniz tarafından örgütlenmiş bir yayıncı kuruluşa karşı zaten başarılı olamazdınız ama en azından bunun farkında olabilirdiniz. sadece bu nedenle bile kaybetmeye mahkumdunuz...
doğal olanı yaptınız ve kaybettiniz...
siz oynayarak kazanacağını sandığınız için kaybettiniz ve maalesef taş kuşa çarpmadı...
öne geçtiniz filan ya; bir yılı kurtardım sandınız. oysa siz galatasarayın geleceğini geçmişini odun yaparak yakıp kül ettiniz.
sonunda bunu da söylettiniz ya bana, helâl olsun size:
yeter artık.. düşün bu takımın yakasından...