insafsız bir söylemdir. bilmem kaç binlira maaş alıp ve sadece sıfatı sayesinde bile sosyal statü sahibi olan, ama hastası sırada beklerken çay içmeye giden doktorları, bilmem kaç binlira maaş alıp kıçını o güzel ofisinden kaldırmaya üşenip, çizeceği projeninin arazisini yerinde görmeden çizip uygulama sırasında projeden vazgeçilmesine sebep olan, böylece boşa zaman ve para harcatan mimarları, bilmem kaç binlira maaş alan ama özel sektör çalışanlarının bir günde yapabileceği işi bir haftada yapan kamudaki memurları, torpille veya tanıdıklarının nüfuzuyla bir yönetim kademesine yerleşip karışanı edeni olmadan boş yere bilmem kaç binlira maaş alanları,... unutmuş veya görmezden gelmiş söylemdir. tabiki çok boktan mühendisler de var bu ülkede. neler neler var hem de! ama türk, italyan, hollandalı, belçikalı, amerikalı, japon mühendislerle çalışmış bir mühendis olarak çok net söyleyebilirim ki bizden çok daha iyileri de var çok daha kötüleri de. işin özü şudur aslında. mühendislik, alınan eğitimden ibaret değildir. alınan eğitim bir formasyondur aslında. o formasyonu kullanmak, üzerine koymak, karşındakine bu adam harbiden mühendis dedirtmek, mühendisliğin birnevi tanımı olan "problem çözen adam" olmak kişinin kendisine bağlıdır.
ama sanırım türk mühendisleri böle böle diyerek istisnalar yüzünden herkese bok atmak kolay gelir bazen.
