hayatımın en eğlenceli dönemi olması gerekirken, geleceğimi etkileyecek boktan bir sınav için yırtınıyorum. kötü olan 364 gün daha yırtınacak olmam. 1 yıl 45 günlük bir süreçten sonra hayatımın ne derece boka gittiğini söylememe gerek yoktur sanırım, zira tersi olsaydı burada olmazdım. kendi isteğimle gelmedim buraya zaten bilmiyordum da. herneyse işte sonuçta bir başkası "gel" dediğinde gelmem için bir sebep varmış.
böyle suratsız, çekilmez biri olmamın nedeni sensin. beni tanıyanların dahi bazen benden korkmalarının nedeni sensin. ( açık açık korkuyorum diyor bir de ) ağladığımda yanımda birinin olmamasının nedeni de sensin. her şey senin yüzünden kısaca. iyi ya da kötü, ilginç, monoton, herşeyin nedeni.
bu kadar zaman geçmiş ne diye şimdi yazıyorum ki?
hiç yüzleşmemişim kendimle şimdiye kadar çünkü. o zamanlar bile bu kadar üzülmemiştim biliyor musun? bi sigara içmek isteyecek kadar, her gün ağlayacak kadar. göz altlarım moraracak kadar.
zayıfladım mesela. zayıftım zaten ama çubuk oldum. senin yüzünden.
değişmeye çalıştım. insanlara gülmeye başladım. her şeyi alttan aldım. hiç bir şeye sinirlenmedim. şaşırdılar. sonra bitti. kısacık sürdü. bu kadar mıydı dedim. bu kadar mı yapabildim? herneyse kısa da olsa güzeldi. bu başka bir duyguydu.
her şeye ağlamaya başladım sonra. ( aslında yaklaşık 6 aydır böyle ) bu kadar duygusal olmamın nedeni de sensin.
kendimi kandırmaya bayılıyorum mesela. dedim ya hiç yüzleşmemişim kendimle diye. o kadar zaman oyalamışım kendimi. kandırmışım bir şeylerle. senin yüzünden bu da.
başkalarını kullandım hep. sırf seni unutmak için. bu yüzden hep kızdım kendime. kendimden nefret ettim içten içe. ama gelip sorsan çok severim kendimi ben. insanları çok severim. güleryüzlüyüm. ve bütün iyi şeyler.
ama işte, yok öyle bir şey.
ve bu da senin yüzünden.
en kötüsü de ne biliyor musun? bunları yaşadığım halde hala seninle konuşma zorunluluğumun olması. evet zorunluyum, sence de öyle değil mi? sence öyle değil, çünkü senin için normal olan, doğru olan bu. niye soruyorsam?
bu yazıyı okuyorsun ya şu an, sen okuyorsun ya hani, sen de üzdün beni. düşündüğün nedenden değil, aklına gelmeyecek bir nedenden dolayı. ben anlamaz mıyım sanıyordun yani o kadar salak mıyım ben?
bu yazıyı sen okuyorsun ya hani, hiç bir şey düşünmene gerek yok. çünkü ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum.
bu yazıyı okumayanlar, size karşı hiç bir şey hissetmiyorum. okuyanlara karşı da bir şey hissetmiyorum. sadece teşekkür ediyorum.
bu yazıyı sen okuyorsun ya hani, çok şey düşündün biliyorum, ne düşündüğünü de bilmek isterdim. ama her neyse.
bu yazıyı sen okusaydın eğer, hiç bir şey olmayacaktı. beni arayıp ne olduğunu soracaktın. ben de sana yalan söyleyecektim.
ve son bir şey,
hayatımda bir tek sana yalan söyledim. ve bir tek doğru için geçti 1 yılım.