sözlükte mutsuz takılan yazarların çokluğu ve bu yazarların dikkat çekmek için numara yaptığı düşünülse bile fazla abartılmaması gereken durumdur.
ayrıca bu olayı fazla büyütenlere de birkaç laf etmek istiyorum.
eğer farkettiysen böyle tipleri eksi verir ve hatta bir yolunu bulup ispiyonlarsın. ama bu da sana yetmiyor ise, böyle sahte dingillere olan nefretini kusmak istiyorsan illa ki. kusura bakma arkadaşım ama sen de mutsuzsundur ki mutsuzluğunu burada dile getirmişsindir. (ama dikkat çekmek için değil tabi ki sırf içinden geldiği için!!!) sırf dikkat çekmek isteyen sürüngenler yüzünden mutsuzsundur ki bu biraz konu dışı oldu galiba. geçelim.
dünyada öyle insanlar var ki ister inanın ister inanmayın ama hayatları sahiden olumsuzluklarla doludur. hep kaybetmektedirler ve kaybettikleri için de o hep kazanan, rahat davranan, ortamın piçi olan ve sonunda ortamın kaşarlarını götüren halkalı solucanlar ve hatta kendini mutlu sanan tüm insanlar tarafından dışlanırlar.
bu noktada chuck palahniuk amcamız yaklaşık olarak şöyle der;
''bir insanın ne kadar seversen sev, kanı sana doğru akmaya başlayınca ondan kaçarsın.''
sanırım kaybeden insanların neden dışlandığını yeterince anlatıyor bu söz.
konumuza dönelim. gerçek insanlarla kaybendenin, mutluluğu sanal insanlarla araması da o kadar doğaldır ki beyni fiberglass malzemeden yapılmışlar bunu anlayamazlar. bu polipropilen köpük beyinliler mutluluklarına o kadar düşkündürler ki kaybedenleri sanal ortamdan bile dışlamaya çalışırlar. 50 cent dinlerler.