Bu bilgiler Mehmet Ali Birand, Hikmet Bila ve Rıdvan Akar'ın kaleme aldığı, "12 Eylül. Türkiye'nin Miladı" adlı kitapta yer alıyor. ABD Büyükelçiliği ikinci Kâtibi Alexander Pack, o dönemde bu illeri neden ziyaret edip ilginç sorular yöneltmişti? Amacı neydi? Bunun gibi daha pek çok soru Çorum'un yanı sıra Maraş olayları için de geçerli. Çünkü bu olayların üzerinden yaklaşık 28 yıl geçmesine karşın hâlâ pek çok soruya yanıt bulanamıyor. Bunlardan biri de, Bülent Ecevit'in arşivinden çıkan 3 Ocak 1979 tarihli bir rapor ya da 'özel not'.
Başbakanlığı döneminde Bülent Ecevit'e gönderilen 3 Ocak 1979 tarihli bir rapor ya da özel not, Maraş olaylarını MiT'ten bazı isimlerin organize ettiğini ileri sürüyor. Bülent Ecevit'in üzerine düştüğü, "Ekli bilgi çok ciddi bir kaynaktan verilmiştir. Değerlendirilmesinde yarar vardır. B.E." notu ve raporda yer alan bilgiler oldukça ilginç ve düşündürücü.
Bu isimler organize etti
Dokuz madde ve sonuç bölümünden oluşan raporun en ilgi çekici bölümü, "(...) vuku bulan büyük olayların (Malatya, Sivas ve Kahramanmaraş) çıkacağına dair bir-iki ay evvelinden haber verilmediğinden (...)". Diğer bölüm ise "(...) yeni vuku bulan Kahramanmaraş olayı, Türkeş ve Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yusuf Ö. başta olmak üzere, MiT'ten Şahap H., Ali K., Mehmet K., Avukat Metin E., Nart K.'nın müşterek planlamaları ile çıkarılmıştır." Bugüne kadar, özellikle Maraş ve Çorum olaylarında MiT'in parmağı olduğuna dair iddialar ortaya atılıyordu. Ancak ilk kez açık açık isimlere yer veriliyor. Biz de soyadları bizde saklı kalmak üzere isimlerini yayımlıyoruz.
Olaylardan yaklaşık 28 yıl sonra gün ışığına çıkan bu isimleri içeren rapora Rıdvar Akar ve Can Dündar ulaştı. Bu ve benzeri birçok bilginin yer alacağı kitap ise önümüzdeki günlerde ince Yayınları'ndan çıkacak. Dündar, konuya ilişkin şunları söylüyor: "Ecevit'in ölümünden önce evindeki arşivinde, izni ile araştırma yaptık. Arşivde gerçekten önem taşıyan tutanakların, raporların bulunduğunu gördük. Maraş'a ilişkin olan, bu önemli belgelerden bir tanesiydi. Anlaşılan o ki MiT içinde, Bülent Ecevit başbakanlığa geldiği zaman bilgi aktaran bazı çevreler vardı. Ve bunların ciddi haber kaynaklarının olduğu da Ecevit'in üzerlerine düştüğü notlardan anlaşılıyor; şu an sizde olan da bu belgelerden biri. Bu bir ihbar mektubu, o nedenle ihtiyatla yaklaşmak gerekir ama hem resmi görevli bir istihbaratçıdan gelmiş olması hem dönemin başbakanının ciddiye alıp ilgilenilmesi gerektiğini düşünmesi bizim için önemli ve anlamlı kılıyor. Ecevit, bu belgeye ilişkin değil ama genel olarak; 'Biz iktidarımız süresince bunların üzerine gitmeyi çok istedik ama başta yeterince güçlü değildik, geldiğimizde de yeterince zaman yoktu' diyordu."
Ecevit'in özel arşivine giren diğer bir isim Rıdvan Akar ise şöyle bir yorumda bulunuyor: "Ecevit'in başbakan olduğu döneme ilişkin, MiT'le ilgili iki farklı rapor bulunuyordu. içerik olarak bakıldığında; teşkilat içinde kendilerini sosyal demokrat ya da Atatürkçü olarak nitelendiren MiT elemanları tarafından Sayın Ecevit'e hazırlanmış. Sizdeki raporda ise bir istihbaratçı, teşkilattaki MHP ve AP'li kadrolaşma ile ilgili tek tek isim vererek adeta ihbar ediyor. Ancak bana göre asıl önemli olan şu; Maraş olayları ile ilgili çok önemli bir meseleden söz ediliyor; ancak Bülent Ecevit, konuya ilişkin bir tasarrufta bulunmamış, soruşturma açmamış, ihbar kabul etmemiş. Raporun üzerinde Ecevit'in 'ciddi bir kaynaktan verilmiştir' notu var. Maraş, Türkiye'yi darbeye götüren en önemli taşlardan biridir. Sonuçta olaylara üç gün süreyle asker müdahale etmemiştir. Bu soruyu yönelttiğimiz Kenan Evren, 'Yeterli gücümüz yoktu' diyor. O dönemde Türkiye'nin askeri gücü 500 bindi. Alexander Pack olayı da çok ilginç. Özellikle kitle katliamlarının olduğu yerlerde dolaşması ilgi çekici. Pack'in, 1970'lerin Anadolu coğrafyasında il siyasilerine gidip buralarda Alevi-Sünni çatışmasının olup olmayacağını sorması ve ardından söz konusu yerlerde Alevi-Sünni adı altında olaylar yaşanması araştırmaya son derece değerdir. Yaptığı görüşmelerde, 'Biz iran'ı kaptırdık ancak Türkiye'yi kaptırmayacağız' demiştir.
Bu, ABD'nin iran müttefikini kaybettikten sonra Türkiye'ye ilişkin önlemler aldığı anlamına gelmektedir. Askeri darbeden hemen sonra Başkan Carter'in kulağına fısıldanan 'Bizim çocuklar yaptı' cümlesi ile. Pack'in soruları arasındaki bağlantı araştırılmalıdır. Pack'in Türkiye'den ayrıldıktan sonra ABD'de de hangi kurumlarda çalıştığının ortaya konulması bile çok önemlidir."