bedeninizin size kurduğu yavşak bir pusudur... aniden bastırır..yolda giderken, kitap okurken, yemek sonrası biraz soluklanayım derken... Ve daha da kötüsü, iş başında çalışırken...
aniden bastırır... yani o biçim bastırır.. velhasıl basar siz(e)i... uyumak iyi güzel hoş da, öyle çat kapı olanı pek çekilir türden değil... birşeyleri yetiştirmeniz gerekir, ya da ne bileyim başka birşeyler yapmanız gerekir... bir de bakarsınız ki ellerinizde tatlı bir gevşeklik, göz kapaklarınızda başetmekte zorlandığınız bir ağırlık, vücudunuzda ''uykudan gayrısını istemezük'' tripleri baskın gelir.. hayır dostum, hayır zamanı değil deseniz de sizi zikine takmaz... gelip de üstünüze çöreklenir...
böylesi amansız bastıran uykuları alıp da bu sevmediğim hayatların üstüne serpiştirebilsem... böylesi hayatlar derin bir uykuya dalsa, ben uykunun olmadığı, böylesi bir zaaftan azad olunmuş, kurtarılmış dünyalara yedi gün yirmi dört saat durmadan yaşamak üzere yol alsam... neyse ya.. yak bi cuğara...
hey ben böyle uykunun.. sabahtır yazıyorum halen kurtulamadım etkisinden... hala uykum var.. ve halen uyumamam lazım....