yolculuk başlar ıssız bir istasyonda
trenin vagonları yavaşça kımıldar yerinden
sarsılırsın, yüzündeki ifadeyi bu rahatsızlığa bağlar sevdiğin
sevgili, sevgi, sevmek, sevilmek...
ömrün boyunca beklersin
sana asla kısmet olmaz sevilmek
sana layık olan sadece yanından geçenleri seyretmek
ve sürekli ağlamktır sana yakışan
ve zaten aşk, insanın kendine yakışanı giymesidir
bekarlık, insanın kendi kendini yönetmesidir
bir nevi sultanlıktır o da, meşrutiyet gibi
karşılıksız sevmek vardır bir de
o sonsuz mahkumluktur
hiç bir zaman suçunun affedilmeyeceğini bile bile
yıllarca zindanlarda çürürsün de
gerçeği söylemezsin
kendine söyleyemezsin onunla olmayacağı gerçeğini
saklarsın kendini derinlerde
düşünceni kilitlersin
yıllar geçtiğinde kilit kırılır
yalandan bir sevgi görürsün karşında
gerçek sanarsın o saflığınla
ve kendini kaybedersin onun yalandan saflığında
onun yalandan aşkında yalandan sözcükler vardır
yalandan sözcüklerinin içinde yalandan bir hayat vardır
uyandığında rüyadan, matrix ulen bu dünya diye haykırsan da
değişmez gerçekler,
sen çok safsın ve öyle kalacaksın
sen sadece bir insansın asla yalancı olamazsın
sen bir insansın ve asla aşktan kaçamazsın