Nükleer risk ile ilgili olarak: O zaman yıkılır diye köprü de yapmayalım ya da patlar diye mutfak tüpü de kullanmayalım" Yalnız burada ya kendisinin ya da bu konuda kendisine akıl veren danışmanların bilgisizliğini net olarak görebiliyoruz. Zira tüp patlarsa ya da köprü yıkılırsa bunların etkisi üzücü, ancak etki çevresi sınırlı ya da çok sınırlı olur... Nükleer patlamada ise etkialanı bir ulusu, hatta bir bölgeyi ve birkaç ulusu uzun yıllar boyu etkileyebilir. Nagazaki'de halen bitki yetişmiyor olması, 1986 yılında patlayan Çernobil'de nükleer maddelerin tamamen uzaklaştırılmış olmasına rağmen bölgede halen ölümcül düzeyde radyasyon olması enteresan örneklerdir...
Kılıçdaroğlu'nun yeni askerlik modeli ve bedelli askerlik ile ilgili planları için "Yaz Tatili gibi askerlik olmaz"... Kılıçdaroğlu ise ayarın hasını vermekte gecikmemiştir: Senin oğlun için oluyor da millet için neden olmasın?
(bkz: kılıçdaroğlu'nun kol gibi cevabı)
(Kamuoyunun son tutuklamalara tepkisini görünce) "Ben hakim de değilim savcı da"... Oysa ergenekonun savcısı olduğunu kendisi iddia etmiş, bunun üzerine Baykal da "Sen savcıysan ben de avukatıyım" demişti...
Yine Baykal'a hitaben: "Bak sayın baykal ben sana sayın diyorum, sen bana nasıl sen diye hitap edersin?"
