Bunca yıldır gazetecilik zemininde nasıl olup da at koşturduğuna mantığımın yetmediği kişilik. Ergenekon Davası'ndan içeri alınan, tutuklanan herkes Ergenekoncudur ona göre. Ergenekon'a bu şekilde bulaşırsanız başınıza bunların gelmesi normaldir der artlarından. Bu sebeple ben de bir gün onun arkasından benzer şeyleri yazmayı çok istiyorum. Bir gazetecinin başta gelen görevinin araştırmak olduğunu unutmuş bir gazetecidir Cengiz Çandar. Yeri gelir Avrupa Birliği kriterlerine uymak için dünya ödün veren, çabalayan AKP'nin arkasında olur, onları takdir eder; yeri gelir Aynı Avrupa Birliği içinden bir kurumun AKP'nin iktidarındaki özellikle basın ve gazetecilere yönelik ağır eleştirilerinden zerre kadar söz etmez. Nedim Şener ve Ahmet Şık tutuklanmasıyla neredeyse aynı anda patlayan iklim Bayraktar - Deniz Baykal skandalına tüm gücüyle yapışır. Gündemi değiştirmek isteyenlerin, hedefi saptırmak isteyenlerin farkına varacak kadar zekidir. Ama kılıcını kimin yanında sallaması gerektiğini de bilecek kadar uyanıktır. O da bu hedef saptırma olayına gelir. Bunlara hiç şaşırmadığını belirtir. Ama Deniz Baykal'ın kendisine karşı yapılan bütün iftiralardan mahkemeler huzurunda aklandığından, tazminatlar aldığından hatta yeri geldiğinde başka ülkelerin adalet bakanlıkları'nın bile onun lehine şahitlik yapıp, belgeler gönderdiğinden bahsetmez. Böyle bir gazetecidir o...Böyle de gider. Milim sapmaz. 2 yılı aşkın süredir haklarında hüküm verilmeden hücrelerde kalan meslekdaşlarından neredeyse iğrenerek bahsederken bu ülkenin 40 bin evladını toprağın altına göndermekten sorumlu birinin odasının rahatlığından bahsedebilir, hükümetin bu kartı iyi oynaması gerektiğinden dem vurabilir. Bizim buralarda bu tip insanlara bir şey denir. Ama eminim sizin oralarda da aynısı söyleniyordur.