disko kralı

entry4396 galeri video8
    2941.
  1. üniversite dönemimde dört gözle beklerdik Okan'ın programını...

    Anadolu'da birçok şehirde üniversite okuyanlar iyi bilir.
    Hayat yurt odalarında ya da öğrenci evlerinde geçerdi. Biraz maddi durumu olan bir televizyon koyardı soba ile ısınan öğrenci evlerine. izbe gece kulüpleri, kıraathaneler ya da 'gençlik merkezleri' çoğu zaman sıkıcı, yavan kalırdı ev sohbetlerinin yanında. Çay ile demlenirdik ya da bira fıstık ile memleketi 'kurtarırdık'... Elli yıl öncesinden bahsettiğim sanılmasın doksanlardan bahsediyorum.

    Koalisyon hüküm-et-leri, mankenlerin para uğruna yapamayacağı şeylerin olmayacağını dile getiren televizyon amcaları,'magandaları' küçümseyen ama tam da küçümsedikleri 'magandanın' bakışı ile memelere kalçalara kameralarını sokan 'amcaların' programları hakimdi televizyona -male gaze'den maganda gaze'e-, her gün yeni bir türkpop şarkısı ve 'sanatçısı' doğardı:top-on listelerinde isimleri okunurdu kulaklarına, suikast haberleri, susurluklar, avrupa birliğine giriş vaatleri az kaldı gireceğiz oğlumlar, binbeşyüzonbinmilyon kere yayınlanan hababam sınıfı ve izleyicinin gerizekâlı olduğunu varsayarak yapılmış tirit suyuna çorba televizyon programları ile sarmalanmış bizler için cezbedici bir sesti Okan.

    Televizyonda absürd bir ses arıyorduk...

    Bağırmak istiyorduk ve bağırmanın sınıf, cinsiyet, yaş, etnik köken ya da inanç biçimlerine göre ne denli sınırları olduğunu aile bireylerimizin kişisel tarihleri ile anlıyorduk anlamasına da köklerini tam da çözemiyorduk o dönem. Çözsek bile dile getiremiyorduk hakkını vere vere.'Depolitize edilmiştik' ve böyle olduğumuz için küçümsene küçümsene biz de kendimize güvenimizi yitirmiştik.

    'bizden ne bok olabilirdi ki...' 'yırtık dondan çıkar gibi çıkan salak popçuları dinleyen markacı salaklardık' 'neoliberal reformların bebeleri' 'bizden ne köy olurdu ne kasaba' 'biz ne bir darbe görmüştük ne işkence' 'ne 15 yaşında doğum yapmıştık ne de 20 yaşında tüm ailesine bakmak için dünyanın 'bir numaralı' üniversitesinden aldığımız bursu reddederek ölen babasının yerini doldurmaya çalışmıştık' 'biz apartman çocuğuyduk, ancak okan gibi garip boş boş bağıran adamları dinlerdik.'

    Okan'la eğleniyorduk biz. Gece sabaha kadar saçmalıyorduk. Ne olduğu çok önemli değildi, bağırıyorduk ne söylediğimizin pek önemi yoktu çünkü absürd bir şekilde bağırmak bile epey bir şeydi o zamanlar.

    Internet o denli erişilebilir değildi, büyük kitapların isimlerini yeni yeni öğreniyorduk, kitapları alamıyorduk ya da bulamıyorduk, istediğimiz bir albümü satın alabilmek için üç beş hesabı yaptığımız dönemlerdi bir tıkla merak ettiğimiz her müzisyenin sesini duyamıyorduk ya da telefonumuza melodisi gelmiyordu, bir yönetmenin hayat hikayesini ucundan bilmek bile kutsal bir bilgiye erişmek gibiydi, popüler olanın dışında bir şeylere ulaşıp öğrenmiş olanlar 'entel' adını alıverirlerdi ve bu bilgiye sahip olmanın verdiği gururla gerim gerim gerilirlerdi, cep telefonları yeni yaygınlaşmaya başlamıştı, mirc ya da icq ile yazışmanın arkadaş edinmenin peşine düşüyorduk. internet kafelerde bir sayfalık çıktı almak bile bir meseleydi.

    Neyse, işte o zamanlar Okan'ı izledik popüler bir figürdü bizim için...
    Nasıl giydirdi nasıl koydu lafı diye diye tuhaf bir haz alıyorduk.
    Yani şöyle; kendini bir bok zanneden ve herkesin kendisini sevdiğini sanan bize göre gerizekalılara en haklı lafları etmesi bizi tuhaf bir şekilde mutlu ediyordu. çünkü o zamanlar bu herif ve kadınlar daha internetin 'tartışmalı' eşitliğini henüz tatmamışlardı. götlerinden uydura uydura ünlü oluyorlardı ve biz çok kızgın oluyorduk. benim ve çevremdeki birçok kişinin Okan'ı sevmesi daha çok buna dayanıyordu o zamanlar. Ve daha neler neler...

    Dün gece Okan'ı izleyince tüm bunları anımsadım.
    Okan toplumca depresyona girdiğimize dair laflar edince, internetin etkilerine değinince, vs vs düşündüm...
    Ne çok şey değişmişti: ülke, biz, Okan, yaşam, küre...
    (Doksanlarda fakültede olanlar sanırım daha iyi anlayabilir söylediklerimi söylemediklerimi ve satır aralarımı.)
    0 ...