asillik tevazudan tevazu ise bilgiden doğar; aslolan bir kümülatif toplam olarak millet değil, bireylerden oluşmuş millet anlayışıdır. Bir milleti oluşturan fertler ne kadar bilgiye haiz ve o oranda bilinçliyse o denli asalet sahibidir.
Kaldı ki konu uzundur, asilliğin çeşitli ve birbirine binaen ilintili değişkenleri vardır;
bahsimiz olan türk milleti yani milletimiz; şimdi ve her daim istisnalar müstesna çoğunlukla pasif olmuştur; (yani bir nev'i kuzu gibi fakat yazık ki bu kuzuluğun da hz isa'nın övdüğü kuzuluk kavramıyla arasında dağlar kadar fark vardır)hakkını aramayı bilmez. ta ki tek bir adam çıkana kadar sahneye, daima onun ileri fırlaması gerekir ki toplu bir eyleme girişilebilsin; aksi halde sesi çıkmaz, büker boynunu kaderine razı olur. Kurduğumuz devletler dahi daima tek bir adamın neticesinde kitleleşen güruhlardan ibarettir. Mete han, bumin han, timurleng, şah ismail, bilge kaan, atatürk vb..
o kadar ki koca osmanlıdan gözümde ve objektif fikriyatlarda hatırda kalan (kalmayı hakeden) sadece fatih handır!
16 devlet kurmak iyidir ama 15 devleti batırmak nedir? Asalet değildir herhal!! (bu arada gazneliler türk fakat safeviler değildir, bilginize!!!)
vel dahi eğitim seviyesi ilkokul 4ten ibaret olan bir halk külliyen asil olsa n'olur??
popülizasyondan haz etmemekle beraber çocuk pornosu mudur asalet?
fuzulinin şikayetnamesi midir yoksa??
beyin göçü, genç nüfusta %80lere varan gizli işsizlik midir?
dünyanın en mutsuz ülkesi mi seçilmektir??
hamaset edebiyatında açık ara liderliğimiz midir yoksa ??
şimdiye kadar tarimizde gerçek anlamda tek bir halk devrimi gerçekleştirememiş olmamız mıdır yoksa??
(asker-sivil-bürokrat teslisi!!)
değildir arkadaşlar değildir!!
asalet düşünce özgürlüğüdür, fikren hür bir nesilden ibarettir;
zorla sünnilik dayatılan, dinine binbir bidat,hurafe sokulmuş, manen zorla ve kasıtlı olarak yıpratılmak istenen bir ülkenin fertleri ne kadar asil olabilir??
yoksa kurucusunu, manevi önderini bile anayasayla koruma altına almak mıdır asalet??
bunları yapanlar hükümetlerdir halk değil demek kaçış değil, bahaneyse hiç değildir! hükümetleri de seçen cumhurdur neticede!! Her halk belki halkedilmediği ama mutlaka hakedildiği biçimde yönetilir!!
belki, hatta kanaatim odur ki kuvvetle muhtemel milletimiz de halkediliş babında ziyadesiyle asil olmakla beraber, bu sadece derunumuzda bulunan ve sadece çeşitli ittirgeçlerle vuku bulan bir özelliktir (bu cümleyi iyi aNLAMAK GEREKiR); çünkü içinden bu kadar asil insanı çıkaran bir milletin bu durumlara düşmesi maalesef gene kendi elleriyledir!!
VELHASIL-I KELAM zerre kadar şüphem yoktur ki doğacaktır elbet vaad ettiği günler hakkın! ANCAK VE SADECE ÖZÜMÜZE DÖNDÜĞÜMÜZ VE TARiHiMiZi OBJEKTiF BiR GÖZLE iNCELEYEBiLDiĞiMiZ VAKiT!
işbu da kıssadan hisse;
asil olan kitapta açıkça belirtilmiştir ki her daim insandır!!
insansa ''şüphesiz en mükemmel ahlak üzerine halkedilmiş (bkz: nef-i safiyye) ve aşağıların en aşağısına (bkz: nefs-i emmare) yollanmıştır'' Gerisi laf-ü güzaftır...