bir görev ulbatlı hasan'ın surlara çıkması ve bayrağı dikmesi gibi , rambonun koca tankları okla havaya uçurması gibi... son anda kırmızı kabloyu keserek bombayı etkisiz hale getiren adamın kahramanlığı gibi... (tamam vatan kurtarma görevi gibi olmasa da , sevgili için çocukluk kahramanı gibi olabilir insan)
sevgilinin kızarmış burnuyla size bakıp "ellerim çok üşüdü" demesiyle başlayan bir zincirleme aşk tamlamasıdır , o narin eller bir anda avuç içine alınır , üşümüş bir yavru kuşu sever gibi , yavaş yavaş okşanır.gören bir insan gözü için tam bir karpostallıktır , hele o eller dudağa götürülüp "huuhh huhhh" diyerek nefesle ısıtmak yok mudur ? çocukken düştüğünde annenin gelip "ayy canımın içi huff huff bak geçti" diyerek yanan yaranın acısını dindirmesi gibi şefkat dolu bir iştir...
zaten sevgilinin tenini hissetmeyi seven biri için bu iş çok zevklidir... çok önemsiz bir şey gibi görünse de aslında aşkın ve sevginin değer bulduğu küçük anlardır...