eveeeeeeeeeeeeeeeeeet, kaç gün olmuş yahu? dur, dur, dur yaaa. bu surat ne? 1,2,3,4,5 karış!!!
darıldın mı cicim bana?
hiç bakmıyorsun bu yana...
püüüüü küsmüş mü benim deli defterim. yapma be! vurma ya vurma zaten acıyor.
ya valla çok işim vardı, fırsatım olmadı, kem küm, hebele hübele...
şimdi; yavru ceylanım günler, haftalar, aylar çalışmakla tükeniyor; ya da ben tüketiyorum. oysa yaşam o kadar kısa ki. daha geçen akşam iyi akşamlar abla diyen arka apartmanda oturan komşu çocuğunun ertesi sabah selasını duyuyorum gözlerim dolu dolu. ne zaman gideceksin kestiremiyorsun ki buralardan... annesini teselli ediyorlar: melek oldu o; allah' ın sevdiği kuluymuş ki erkenden yanımızdan aldı diyorlar... saçma! ya daha 17 yaşındaydı be! gözü açılmamıştı, hayatta ne yaşadı ki ne gördü ki! sakin sakin okuluna gider gelirdi. üniversiteye hazırlanıyordu son sınıftı çünkü. belki doktor olacaktı, belki öğretmen belki bir halt olamayacaktı tamirci olacaktı. birşey olacaktı yahu. sevgilileri olacaktı. öpecekti kızları. bir kızla beraberken aklı başkasına kayıp çapkınlık yapacaktı. -cakdı... gelecek geçmiş zaman kipinde cümlelerin öznesi şimdi. uzaklarda... öpüyorum seni sarı kafa. hep gül emi!
neyse işte; konuyu kendime bağlarsam yaşama fırsatını kaçırıyormuşum gibi geliyor bir süredir. sürekli çalışma ve koşuşturma, birşeyleri bir yere yetiştirme çabası, sürekli acil yapılacaklar listesi... yoruldum biliyor musun? vücut yorgunluğu değil bu ruhum yorgun. bazı günler o kadar mutsuzum ki. kafamı yastığa gömüp kalkmak istemiyorum. ya da annemin kızarmış ekmek üstüne sürülmüş tereyağ kokusuna uyanmak istiyorum. böyle yanında ezine peyniri, domates, zeytin, ince belli bardakta mis gibi çayla beraber... götüüüür... vallahi götürdüm bu sabah! o kadar özledim ki annemi; gece işten çıktım, bastım gittim yanına şehir ötesi. tabi bugün iş var, ki şu anda iş yerinden bildiyorum; kızma lan tamam bunu yazınca çıkacağım, neeee non-stop avarelik mi? cık cık cık çok ayıp, geri dönmek zorunda kaldım kahvaltıdan sonra. ama annemin akşam kapıda beni gördüğü zaman ki şaşkınlığını ifade etmeye kelimeler yetmez. benim de şımarık şımarık, kedi sırnaşıklığında anneme sarılışımı... kalktık geldik işe aynı terane. tabakhaneye bok yetiştiremiyoruz efendim sürekli acil iş mi olur lan! kızdım şimdi.
aman hadi ben kaçıyorum. akşam bana kahveye beklerim bak. gelmezsen darılırım ona göre. öptüm seni! muaaaaaaaaah!
muah muah can hatticeee, gözleri ceylang hatticeeee!