17 Haziran 2001 tarihli aydınlık dergisinde yalçın küçük ile yapılan söyleşinin konusu olan örgüttür.
"Teşkilat-ı Mahsusa bir ihtilal örgütüdür" (yalçın küçük)
AYDINLIK- Teşkilat-ı Mahsusa'yı, Çatlı ve benzerleriyle özdeşleştirenler var, ne diyorsunuz?
PROF. DR. YALÇIN KÜÇÜK- Bilgisizlikten yapılmıyorsa ahmaklıktır. Teşkilat-ı Mahsusa, "Özel Örgüt" demektir, özü itibariyle, bir istihbarat ajansı değil, bir ihtilal örgütü idi ve bugünkü Türkiye'nin çok ötesini hedef alıyordu. iki adı vardı. Diğeri "Umur-u Şarkiye Dairesi" idi ki, "Doğu işleri Dairesi" demektir, Batı Çalışma Grubu'nu çağrıştırmaktadır. Fikir Babası Enver Paşa Türkiye'den ayrılacağı zaman Teşkilat'ın başına getirdiği Albay Hüsamettin'e (Ertürk) Örgüt'ün adını "Umum Alem-i islam ihtilal Teşkilatı" olarak dikte ediyordu, tüm islam dünyasında doğu birliği için ihtilaller amaçlanıyordu.
AYDINLIK- Yeni bir devlet mi amaçlanıyordu?
PROF. DR. KÜÇÜK- Hayır. Pan-islamist bayrak, pan-Türkist programı hem gizliyordu ve hem de destekleyeceğine inanılıyordu. imparatorluk, Avrupa'dan sökülüyordu ve Anadolu'ya sıkışmış bir devletin yaşayamayacağını düşünüyorlardı.
AYDINLIK- Ama gördük, yaşadı...
KÜÇÜK-Tartışmalıdır. "Anadolu Selçuklu imparatorluğu" ismi, abartma yüklüdür. Doğrusu, başlangıç ve bitiş tarihleri belirsiz bir "Konya Sultanlığı" idi. iskender, Roma, Doğu Roma, Osmanlı imparatorlukları, kendilerini sürdürebilmek için Anadolu'nun sınırlarını zorlamak zorunda kaldılar.
JÖNTÜRKLERiN DOĞU BiRLiĞi AMACI
AYDINLIK- Peki Kemalist Cumhuriyet yaşamadı mı?
PROF. DR. KÜÇÜK-Tartışmalıdır. Kemal Paşa'nın ölümünden ve ikinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra yaşayabilmek için himaye arayışı içine girildiğini görüyoruz. Yakın zamanlarda yayınlanan Ahmet Barutçu'nun anıları, 1947 tarihli Truman Doktrini'nin ilanını, Cumhurbaşkanı ismet Paşa'nın "kurtuluş" olarak ve sevinç ile karşıladığını göstermektedir. Oğlu Erdal inönü "Avrupa Birilği'ne girmezsek yaşayamayız" demektedir. Demek, Anadolu sınırları içinde onurlu yaşam zordur, büyük birlik gerekmektedir; ismet Paşa, yaşamayı Amerikan himayesinde görüyordu. Oğlu E. inönü, yaşamak adına yerde sürünmeyi savunmaktadır. Jön Türkler ise, imparatorluğu Doğu'ya kaydırmak, Doğu Birliği'ni kurmak istediler ve Teşkilat-ı Mahsusa'yı bu amaçla yarattılar.
AYDINLIK- Fakat başaramadılar...
PROF. DR. KÜÇÜK- Başaramamak programın yanlışlığını göstermiyor. istanbul'u alma girişimleri kaç kez başarısız oldu? Örgüt, iran'da, Kırım'da, başka yerlerde başarılı ihtilaller yapabildi. Ancak en büyük başarısını bugünkü sınırlar içinde gösterdi. Anadolu'daki her kıvılcımda, her halk ayaklanmasında Örgüt'ün öncülüğü vardır. Bunun dışında, çok spektaküler olanlarına kısaca işaret edebiliriz. 1) Savaş'tan hemen önce Batı Trakya Geçici Cumhuriyeti var ki, lideri Süleyman Askeri, Teşkilat-ı Mahsusa'nın da başkanıdır. 2) Merkezi Kars olan Güney Kafkasya Şura Devleti, çok önemli idi. ingilizleri çok telaşlandırdığını biliyoruz. 3) Kuvvay-ı Seyyare, Kurtuluş'un başında çok önemli işler yapmıştır. Başındaki Çerkes Ethem ve ağabeyleri teşkilattandılar ve Teşkilat'ın başı efsanevi ihtilalci Kuşcuzade Eşref'in yakınıdırlar. 4) ilk kurşunun Dörtyol'da atıldığı yollu tezimiz artık Genelkurmay tarafından da kabul edilmiştir. Buradaki çetelerin reislerinin de Teşkilat mensubu olduğunu söyleyebiliriz.
TEŞKiLAT-I MAHSUSA'YI KÖTÜLEMEK KURTULUŞ MÜCADELESiNE KARŞI ÇIKMAK DEMEKTiR
AYDINLIK- Peki Atatürk, Teşkilat'ın mensubu mu idi?
PROF. DR. KÜÇÜK- Kemal Paşa'nın dehası, önce bunu belirtmeliyim, bütün bu spontane başkaldırı ve direnişleri birleştirip elde edilebilir bir hedefe götürmesidir. Sorunuza geldiğimde, bu bir gizli örgüttü, bütün üyelerin bilinmesi mümkün değildir. Nitekim, Kuşcuzade adını vermiyor. Fakat Örgüt'ün son başkanı Albay Eyüplü Hüsamettin'in anlatımından Mustafa Kemal Bey'in de Teşkilat'tan olduğunu çıkarabiliyoruz. Ayrıca bu alanda tek araştırmanın yazarı P. H. Stoddard, bu konudaki doktora tezinde, Mustafa Kemal'i örgüt üyesi göstermektedir.
AYDINLIK- Bu alanda çok yazmış birisi olarak siz ne diyorsunuz?
KÜÇÜK- Efendim, bu tür örgütler önce oluşur, çalışır ve sonra şeklen kurulurlar Batı Trakya Geçici Cumhuriyeti kurulduğunda, Teşkilat de facto vardı, henüz şeklen yoktu; bu açıdan Hareket Ordusu'na katılan zabitanı, Trablus Harbi'ne gönüllü yazılan subayları, Gizli örgüt üyeleri saymak yerindedir ki Kemal Paşa buradadır. Bu nedenle şunu söyleyebiliriz, Teşkilat-ı Mahsusa'yı kötülemek, Kurtuluş Mücadelesine karşı çıkmaktır ve var-olma sorunlarımızı anlamamaktır.
AYDINLIK- Son bir soru olarak, yeri geldi, Harekat Ordusu'nu gerici ve 31 Mart'ı "doğru" sayanlar çıktı.
KÜÇÜK- A. Altan'ı kastediyorsanız, 12 Eylül cuntasının gölgesinde romancı olmaya kalktı ve ben "Küfür Romanları" kitabımda amacının sola küfür olduğunu göstermiştim, bir süre yazamaz olmuştu ve "Kılıç Yarası Gibi" adlı kitabında da tarikatlara yaranmak istediğine Papirüs'te işaret etmiştim. Şimdi, gazetelerde reklamlardan okudum, artık tümüyle Washington paralelinde iş tutmaktadır
HEDEFLERi CUMHURiYET
AYDINLIK- Neyi kastediyorsunuz?
KÜÇÜK- Efendim, Irak Amerika'ya karşı bir savaş kaybetti, fakat, yine de onurla direniyor, Amerika'yı içeri sokmuyor. Biz savaş yapmadan teslim olmuş durumdayız. Washington ve Imf, Türkiye'de, bir ekonomik istikrar peşinde değil, hatta istikrarsızlığı artırarak, ekonominin kendisini savunabileceği, planlayabileceği, yönetebileceği bütün kurum, kavram ve araçları yerle bir etmektedir. Teslim almaktadır. Bunların, bu küfürbazların yaptıkları da budur, kurum olarak, kavram olarak, tarih olarak ne kadar direniş imkan ve mevzii varsa düzlemek istiyorlar. Saldırıyorlar. Washington, bu olmazsa. Derviş'in işgalinin kalıcı olamayacağını görmektedir. Bunlar da birer Derviş, bu nedenle Derviş Vahdeti'yi göklere çıkarmaları normaldir. Aydınlık'ta kaydetmiştim, Brezizinski, büyük hayalleri, olmayan Avrupa içinde kaybolmayı tek hedef ve mutluluk sayan bir "Atatürk" sipariş etmişti, bütün bunlar bu sipariş üzerindedir. Tarikatlara yaranma çabaları da siparişten sonradır.
AYDINLIK- Peki bu kötü işi neden yapıyorlar?
KÜÇÜK- Sizin için, bizim için kötüdür. Onlar için "iyi" olabilir. Hatta ailelerinin intikamını aldıklarını düşünebilirler, Burhan Belge çok yükseklere çıkmıştı, 27 Mayıs'ta hapse girdi oğlu Murat bunu kine dönüştürdü, Çetin Altan büyük şöhret oldu, işçi Partisi'nden mebus seçildi, sonra hapse girdi, hazmedemedi, çıldırma sınırlarına geldi, ülkeyi terk etti, olmadı, dönek oldu, olmadı ve şimdi iki oğlu Cumhuriyet'i yıkmak istiyorlar. Babalarını hapse atan Cumhuriyet'ten intikam peşindedirler. Herkesin başına gelebilecek bu tür olumsuzlukları aşamayacak kadar hedonist olabilirler. Öyleyse korucuya muhtaçdırlar, cumhuriyet yıkıcılarının en güvenilir korucusu Amerika'dır. Öyleyse yıkma özgürlükleri tamdır.
AYDINLIK- Romanını okudunuz mu?
KÜÇÜK- ikisini okumuştum, roman yazması imkansızdır, burada en küçük bir yetenek göstermiyor. Kaldı ki, kendisinin de romancı iddiası yok, bir magazin röportajında, "var mı tarihçi, 31 Mart bir ordu isyanıdır, bunu ben buldum" diye efeleniyordu. Türkiye'de edebiyattaki yeteneksizliği tarih kırıntılarıyla maskelemek hâlâ kar getiriyor. Ancak bu acemi tarihçiye söylenecekler var; birincisi, 31 Mart'ın Şeriat Partisi'nin, Rumeli'den getirilip istanbul'da konuşlandırılan Avcı Taburları'nı elde edilmesiyle patlak verdiğini bilmeyen yoktur. Bütün anılarda ve tarihlerde kayıtlıdır. iki, Vaka-ı Hayriye'ye kadar Türkiye'de her türlü yeniliğin karşısına Yeniçeri ordusunun çıktığını bilmeyen yoktur. Türkiye'nin modernizasyonu modern ve yenilikçi bir ordu ile birlikte rayına girmiş ve hız kazanmıştır. Üçüncüsü, Selanik'ten kalkan Hareket Ordusu, Sivil-asker karışımı bir gönüllü ordu idi, kadroları, burjuva demokrat ve revolüsyonerlerdi, iç savaşla, sokak sokak savaşarak, istanbul'u yeniden zaptettiler. içlerinden sağ kalanlar, sonradan Cumhuriyet'i kurdular.
AYDINLIK-Son olarak...
KÜÇÜK- Bunlar Amerika için cazip (çekici), Türkiye için kazip (yalancı) şöhretlerdir. Maksat, Cumhuriyet'i yıkmaktır. Bunların kitaplarını alanlarla tele-vole seyredenler veya bir zamanlar 900'lü telefon çevirenler aynıdır.
Kaynak: aydınlık dergisi 17 haziran 2001 tarihli.
not: daha ilk satırda kaynağı yazılmasına rağmen 'yazı size ait değilse kaynak gösterin' denilerek silinik kısmına alınması üzerine ayrıca kaynak diye bir satır eklenmiştir. ben yalçın küçük veya aydınlık dergisi değilim, ben yazmadım.