başına gelmedik kalmayan taştır; yangınlar geçirmiş, emevîler'in Mekke kuşatmasında (756) mancınıklarla attıkları taşlardan biri tarafından üç parçaya bölünmüş, Kâbe'yi yeniden onaran Abdullah bin Zübeyr, kırılan parçaları bir gümüş çerçeve içine koyarak eski yerine yerleştirmiştir, kabe Huzaalıların eline geçtikten sonra onların rakibi olan Cürhümlüler tarafından kaçırılıp sonradan Huzaa kabilesi tarafından yeniden ele geçirilerek tekrar yerine konulmuştur. daha sonraları Abbasi Halifelerinden Muktedirbillah zamanında Mekke'yi zaptetmiş olan Karamite (Kırmitîler) reisi Tahir tarafından koparılıp Küfe Mescidine konulmuştu. 20 sene sonra, Halife Mutî' Billah tarafından 24 bin dinar karşılığında geri alınıp Mekke'ye getirilmiş, bugünkü yerine konulmuştur. 1022 de bir delinin sopalı saldırısıyla hasar görmüştür, Sonradan bu kırık parçalar da tekrar yerine yapıştırılmış ve taşın bir arada durmasını sağlamak için gümüş çerçevesi defalarca yenilenmiştir.
Hacer-ül Esved Şimdi 12 parça olarak birleştirilmiştir. Ufak bir parçası Kanuni Sultan Süleyman zamanında bir Hadım Ağası tarafından istanbul'a nakledilmiş, Süleymaniye civarındaki Kanuni Sultan Süleyman türbesine asılmıştı.
hz. muhammed'den önce de kutsal sayılan bu taşın kutsallığı islamiyetten sonrada devam etmiştir. kökeninin çok eski yıllarda bölgenin yakınına düşmüş olan bir gök taşı olduğu düşünülmektedir. ingiliz arkeolog gezgin Harry S.J.Philby Arap Yarımadası'nın Rub'ul Hali (boş bölge) denilen en ıssız bölgesini keşif çalışmaları sırasında, rehberlerinin kendisine, Gökten yağan taşlarla yok olan Ubar kenti'nden bahseder, kervanına ait bir çok devenin kaybı pahasına bu yere 1932'de ulaşmayı başarır ve o yıldan sonra wabar meteoriti krateri keşfedilir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/119375/+
Hacerül esvedin kökeni wabar krateri https://galeri.uludagsozluk.com/r/119376/+
1065 yılında ise 2.2 tonluk deve hörgücü ismi verilen en büyük meteor parçası keşfedilir (sudi arabistan milli müzesinde sergilenmektedir ). taşlar aynen hacer-ül esved taşı gibidir. fakat hacer-ül esved taşında bilimsel inceleme yapılmasına izin verilmediğinden tam olarak ispatlanamamaktadır bu durum.
meteorların çevresi çarpma esnasındaki yüksek ısı nedeniyle camlaşmış çöl kumuyla kaplıdır (siyah ve parlak olan dış cephe) ; merkezinde ise meteora ait olan demir ve nikelden oluşan kısmı vardır. %90 lık dış parlak siyah kısmın kırılgan olması ve kolay aşınması hacer-ül esvet'in de kırılgan yapısını açıklamaktadır.
