yannis ritsos

entry35 galeri
    16.
  1. yunan şairlerinin en büyük kalemi.

    kendi deyimiyle; ''sırtında taşıyıp da başkalarına veremediği ışığı en büyük yük sayan'' şairlerden biri.

    1 mayıs 1909'da yunanistan'ın peleponez bölgesindeki küçük bir köyde dünyaya gelir.
    dünyaya geldiği süre içerinde yaşanılan toprak reformu ve feodal kalıntılara son verme umudu arasında ailesi maddi kayıplar yaşar.

    maddiyatla yok olan ailesi kayıplarını vermeye başlar. annesi ve erkek kardeşi bu dönemde veremden ölür. ve kısa süre sonra bunun etkisinde kalan kız kardeşininde delirdiğini görerek tamamen yıkılır.

    yıllar sonra çok etkisinde kaldığı bu olayı kız kardeşimin türküsü olarak olarak edebiyat dünyasına armağan eder.

    şiirde küçük kardeşine; ''yalnız senin gözlerinin pınarı susuzluğumu dindirebilir ve hayatıma baharı getirebilir'' şeklinde seslenir yüreği.

    liseyi bitirip atina'ya yerleşir. burada kendi görüşlerini ve düzeni sorgulamaya başlarken o da tıpkı annesi gibi ciğerlerini vereme teslim eder.

    ama ritsos tedavi için gittiği hastanede bile susmaz. şiirin yanı sıra resim, heykel ve müzikle de ilgilenmeye başlar.
    öte yandan marksizmi benimser.

    ve ilk şiir kitabı traktörler'i 1934 yılında yayınlar.
    1935 yılında ise piramitler gelir edebiyat dünyasına.

    ama ona asıl şöhreti getiren epitaphios olur. bu şiiri yunan devrimci hareketinin marşı olur.
    bu süre zarfında dikta rejimine karşı eserlerini yayınlamaya devam eder şair.

    1938 yılında ilk yaz senfonisi ardından 1940 yılında okyanusun yürüyüşü ve 1942'de yağmur ritimli mazurka gelir.

    yunan iç savaş döneminde, siyasi düşünceleri nedeniyle 4 yıl sürgün yaşar. bu süre zarfında toplama kamplarında yaşar ve bizlere uyanıklık ve dünyanın mahalleleri kitaplarını armağan eder.
    1952 yılında ise tekrar atina'ya döner.

    ''her birimiz aşka tek başına gidecek, kadere ve ölüme tek başına'' dizelerinin yer aldığı ay ışığı sonatı şiiriyle 1956 yılında ulusal şiir ödülünü alır.

    1958 yılında yabancı ile yaşlı kadınlar ve deniz kitabını yayınlar.

    daha sonra tekrar gelen dikta rejimi onu ve bir çok aydın yazarı tekrar sürgüne atar.
    ve bu sırada 1981 yılında özdemir ince'ye röportaj verir.

    tarihe geçen ise dönemin başbakan yardımcısına verdiği sözler olur .
    kendisine bir şair olarak neden siyasetle ilgilendiğini soran başbakan yardımcısına cevabı kendisi kadar diktir.

    ''bir ozan önce vatandaştır ve politikayla ilgilenmek onun en asil görevidir''.

    9 defa nobel ödülü'ne aday gösterilir fakat asla ödülün sahibi olamaz. ve 1977'de lenin barış ödülü'nü alır ve belirtir; ''bu ödül benim için nobel'den daha değerli''dir der.

    not: copy paste değildir. tamamen bana aittir. hoş bu da asla okunmayacak ya neyse..
    3 ...