hasan hüseyin'in gözlem yeteneğini gözler önüne serdiği şiiridir.
haziranda akşam akşam
balkonda birbaşına
mor şimşekli yağmurlara dalıp gidişin var ya
dizinde lenin
yanıbaşında brahms
bakışın var ya
köpük köpük bir sele
selin sürükleyip götürüşüne
insanlarla hayvanların birdeşliğine
bakışın var ya
gül ve kekik kokusuyla ağırlaşmış gecede
sayıklarken yanıbaşında ölümcül hastan
bakmadan bakarkenki yıldızlara
bakışın var ya
ölü bir örümceği incelerkenki
sokulgan bir kediyi okşarkenki bakışın
çoktandır beklemediğin bir mektubu okurkenki
ve hiç beklemediğin birini dinlerkenki
bakışın var ya
kaldırımda karlı buzun üstünde
beş yaşında avuç olmuş çocukları görüp de
vitrinlerde pastalara ve kürklere bakarkenki
bakışın var ya
sevmediğin birini savunmak zorunda kaldığın zamanlardaki
sevdiğinin senden başkasını düşündüğünü sandığın
[zamanlardaki
sana önem vermeyen bir devlet memuruna baktığın
[zamanlardaki
sana önem vermiyormuş gibi görünmeğe çalışan bir
[kimseye baktığın zamanlardaki
yakışıklı bir adamı azarlamak zorunda kaldığın zamanlardaki
çirkin bir adamı azarlamak zorunda kaldığın zamanlardaki
sana seni çirkin bulduğunu söyleyen birinin suratına
[baktığın zamanlardaki
sana seni çok güzel bulduğunu söyleyen birinin gözlerine
[baktığın zamanlardaki
seni çirkin bir suçla suçlayanı gene de savunmak zorunda
[kaldığın zamanlardaki
yalanını yakalamış birinin yüzüne bakamadığın gibi bakarkenki
eskiden yaşamış olduğun ve güzel sandığın bir günü
[düşünürkenki
öc almak istediğin ama gebe kaldığın birinin tehdidini
[dinlerkenki
eskiden yaşadığın ve gizlemeğe çalıştığın sence güzel bir
[günü düşünürken yakalandığında bakarkenki
kıskandığın ama belli etmemeğe çalıştığın bir kadını dinlerkenki
uyduruk kanıtlarla suçlandığında seni yargılayanların
[gözlerine bakarkenki
çok sevdiğinin birinin büyük bir başarısını öğrendiğin zamanki
bu ne sağlık bu ne şıklık diyenlerin yüzüne bakarkenki
seni çok yorgun gördüm diyenlerin yüzlerine bakarkenki
caddede dalgın dalgın giderken kesip yolunu senden hesap
[sormağa kalkan bir alçağın gözlerine bakarkenki
ücretini ödemeyip seni kovan bir patronun gözlerine bakarkenki
ben bir emir kuluyum diyen bir memurun gözlerine bakarkenki
yapılacak birşey yok diyen bir doktorun gözlerine bakarkenki
bakışın var ya
çiftleşen atlara bakarkenki bakışın
çatışmış köpeklere bakarkenki bakışın
bulut bulut bir kuzuyu burnunun ucundan öperkenki bakışın
geçip giden bir treni gözlerinle izlerkenki bakışın
reçeline sinek düştüğünde gülerkenki bakışın
bir park çiçeğini iğilip koklarkenki bakışın
vazodaki çiçeklere bakarkenki bakışın
ezilmiş kurbağaya bakarkenki bakışın
kurbanlık koyunlara bakarkenki bakışın
domates ekmek yiyen işçilere bakarkenki bakışın
sevdiğin bir giysiyi sevmediğin bir kimsenin sırtında
[gördüğünde bakarkenki bakışın
yardım etmek isteyip de edemediğin uzaktaki birinin öldüğünü
[duyduğunda uzaklara bakarkenki bakışın
çok sevdiğin bir içkiyi içerkenki bakışın
çok sevdiğin bir müziği dinlerkenki bakışın
çok güç bir sorunu tek başına çözmeğe çalışırkenki
tam o anda çalan telefona uzanırkenki
tam o anda kapıya koşarkenki
tam o anda ocağa bakarkenki
tam o anda mektubu açarkenki
tam o anda kitabı kapatırkenki
bakışın var ya
pencereden fırtınaya bakarkenki bakışın
öpüşürken gözlerini yumarkenki bakışın
ah o kadar çok ki senin bakışın
bütün bu bakışlarını ve daha binlercesini
toplayıp bir havana doldurup dövüyorum
dövüyorum bütün gece
dövüyorum bütün gece
sonra döküp kalıplara
önce büyük
sonra küçük
daha daha küçük sonra
yepyeni bakışlar yaratıyorum bakışlarından
onlarla bakıyorum kendime
ve bütün bu bakışlarını senin
çok iyi anlıyorum