nobel i hazmedemeyenin belden asagi oynamasi

entry17 galeri
    6.
  1. şöyle efendim;

    bugün, fransa hakkında atıp tutan, yok efendim özgürlük, şudur budur diyen, sevgili tayyip'e bir bakalım. bu çok sevgili tayyip incelettirmiş mi elindeki osmanlı arşivlerini? tarihçileri toplayıp, orada yaşanan olayları incelettirmiş mi? hayır. peki ne yapmış? ermeni soykırımı yoktur demiş. e sevgili tayyip, ulan fransa'da politikacılar tarihe karışıyor da, sen ne yapıyorsun canım? onu bir de bakayım bana. ilber ortaylı var örneğin, sen bilmezsin, en iyi tarihçilerden biridir kendisi.

    sonra çıkılıyor, bir kişi, tarihle ilgili bir görüşünü belirtiyor. hurra, karalayalım. neye göre yavrum? inceleme mi yaptın ki olmadığını biliyorsun? devletin bastırdığı kitaplardaki "ermeni soykırımı yoktur" ibaresinden başka bilgin var mı konu ile ilgili?

    sonra bunu diyen adam nobel alıyor, "yok efendim nasıl alır". yahu soruyorsun okudun mu? yok. e bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. orhan pamuk'un dili, gayet ağır bir edebi dildir. çoğu insan, orhan pamuk'un kitaplarına başlamasına rağmen, bitiremez.

    sen istiyorsun ki, ülkedeki bütün insanlar aynı düşünsün. ilginç değil, senin aynı modelin faşist zihniyet de bunu diyor. olan aklın, mantığınla bir sorgula bakalım. bilimsel olarak kanıtlannamış, hatta kanıtlanmış kavramlar üzerine bütün herkesin aynı şekilde düşünmesi mümkün mü? sizin hep yaptığınız bir şey bu, başkası'na tahammülsüzlük. birisi gayrimüslimdir. ayıplanır, kendinize benzetmeye çalışırsınız. siyasi düşünceler, şiddetle, zorla kabul ettirilmeye çalışılır. 80 darbesinde kenan evren, kendi düşüncesini empoze etmeye çalışır. devlet kitaplarda, çocuklara, kendi ideolojisini, doğrularını empoze etmeye çalışır. işte ülkenin temel sorunu burada yatıyor.

    biz osmanlı'nın torunuyuz diye övünmek için, bazı şeylerini de hatırlamak gerekir. osmanlı'nın sadece teokratik yapısını değil, hoşgörüsünü de görürseniz, bugün kaybolan şeyin ne olduğunu anlarsınız. hoşgörü, o yıllarda "saygı" getirmişti. o çok uluslu devleti, 600 sene yaşatan, başkalarına, farklı düşünenlere, farklı inananlara duyduğu "saygı" idi.

    yalnızca saygı duyun. saygı duymak, inanmak demek değildir. saygı duymak, kabul etmek, onaylamak demek değildir. saygı duymak, anlamaktır. yalnızca saygı duyarak, bu ülkede, bir zamanlar bulunan "kardeşlik" duygusunu getirmek elimizde.
    3 ...