Toplumda kadınlara, erkeklerle aynı hakların tanınmasını sağlamaya çalışan fikir akımıdır. 18. yüzyılın başarına kadar kadınların siyasal, toplumsal hakları hemen hemen hiç yoktu. Kadınların yapı bakımından erkeklerden geri olduğuna inanılmıştı. Gerek dini mezhepler, gerekse kanunlar, kadınları birçok haklardan yoksun bırakıyordu. Ayrıca kadınlar kendi başlarına mal sahibi olamıyorlar, hiçbir işe giremiyorlardı. Mary Wollsonecraft, ilk kez ingiltere'de kadınların toplumsal hakları üzerine bir kitap yayınladı. Böylece feminizmin temelleri atılmış oluyordu. Amerika'da 1920'de kadınlara oy hakkı verildikten sonra diğer konularda da erkeklerle eşit haklar kazanıldı.
Feminizm, sosyoloji, politik akım ve etik alanlarından oluşur, temeli ya da temel endişesi daha çok kadın özgürlüğüne dayanmaktadır. Bazı versiyonları geçmiş ve şimdiki toplumsal ilişkilere karşı eleştireldir. Çoğu toplumsal cinsiyet (gender) ve cinselliğe (sexuality) ilişkin toplumsal inşa olduğuna inandıkları unsurları analiz etmeye odaklanmıştır. Yine çoğu feminist cinsiyet eşitsizliği ve kadın hakları, ilgileri ve kadın sorunlarını araştırmaya odaklanmıştır.
Feminist teori toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin doğasını anlamayı amaçlar ve toplumsal cinsiyet politikaları, iktidar ilişkileri ve cinsellik üzerine odaklaşır. Feminist hareket içinde kadın ve erkeğin eşitliğini savunan gruplar olduğu gibi kadının biyolojik ve duygusal olarak erkeğe üstün ve erkeğin "tamamlanmamış kadın" olduğunu savunan daha radikal gruplar da yer almaktadır.