lidyalılar

entry74 galeri
    38.
  1. Lidyalılar - Devam...

    Halikarnas balıkçısı Cevat Şakir Heraklid sülalesini şu şekilde anlatır.

    Efsaneye göre Herakles, kahramanca işler peşinde dünyayı gezerken Lydia'ta varmış. Lydia Kraliçesi dünya güzeli Omphale'yi orada görmüş ve aşık olmuş. Bu aşk ile kahramanca işler yapmaktan vazgeçip kendini Omphale'ye bırakmış. Bir süre sonra 3 oğulları olmuş ve bunlar Lydia'nın Heralid sülalesini kurmuşlar.

    Heraklid sülalesinin son kralı Kandaules'tir. Kandaules (köpekboğan) yaşlanıp bunadıktan sonra karısına yeniden âşık olur. Mızrak taşıcılarından biri olan Gyges'e sürekli karısından bahseder durur. Bir gün Gyges'e "Ben karımın güzelliğinden bahsederken bana inanmıyorsun. Ama onu çıplak olarak görmen gerek" der. Gyges önce kabul etmek istemez ama kralın buyruğuna uymak zorundadır. Kral onu yatak odasına gizler. Kandaules'in karısı Gyges'in onu soyunurken izlediğini görür. Ertesi gün Gyges'i yanına çağırır ve kralı öldürmesini söyler. Bu emri yerine getiren Gyges Kraliçe ile evlenir. Böylece Lydia'da 3. Sülale olan Mermnadlar dönemi başlar.

    Heraklid Sülalesi'nin son kralı gerçekten de Kandaules'tir. Eski Çağ yazarları onun Mermnad sülalesinden Gyges adında birisi tarafından tahttan indirildiği konusunda hemfikirdir. Böylece Lydia'nın yükseliş dönemi de başlamış olur. Bu döneme kadar Maionia olarak anılan bölgenin adı Lydia olarak değişir ve Hyde denilen başkent Sardes olarak anılmaya başlar.

    Gyges Lydia'nın Mezopotamya ve Doğu Anadolu ile Ege kıyıları arasındaki coğrafik konumundan yararlanmak amacı ile ticaretin gelişmesine ve bölge topraklarının verimli olması nedeniyle de tarıma önem vermiştir. Ekonomik gelişmede barışın önemini kavrayarak doğuda Asurlular'la, batıda iyonyalılarla iyi ilişkiler kurmuştur. Topraklarının güvenliliğini sağlayarak Lydia'yı doğu ve batı arasında bir köprü durumuna getirmiştir.

    Güçlü bir ordu kuran Gyges, Frigya'yı yıkıp Lydia'ya yönelen Kimmerler'in ilk saldırısını püskürtüp liderlerini esir almayı başarmış ancak ağır demir kılıçlar ile saldıran Kimmerler'in 2. Saldırısına dayanamamıştır.

    Savaş alanında ölen Gyges'in yerine oğlu Ardys tahta çıkmış ve Kimmerler'e karşı Asur Kralı Asurbanipal'den yardım istemiştir.

    Daha sonraki Lydia kralları da Gyges'in politikasının izinden gidip ülke sınırlarını sürekli genişletmişlerdir. Kral Alyattes döneminde iran'da Med imparatorluğu güçlenmiş, Kızılırmak (Halys Irmağı) boylarına kadar ilerlemiştir. Böylece o dönemin iki büyük gücü karşı karşıya gelmiştir. 5 yıl süren savaş, 28 Mayıs 585'te gerçekleşen güneş tutulmasının her iki devletçe tanrılar tarafından yollanan bir barış çağrısı olduğuna yorumlanması ile sona ermiş ve Kızılırmak (Halys) iki devlet arasında sınır kabul edilmiştir.

    Lydia tahtına Alyattes'ten sonra oğlu Kroisos geçmiştir. Lydia'nın son kralı ve Mermnadlar'ın 5. Kralı olan Kroisos, devraldığı güçlü ve zengin devletle ününü kısa sürede tüm ilkçağ devletlerine duyurmuştur. En zengin dönemini bu kral ile yaşayan Sardes, eski yunan kültürü ve sanatının en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.

    Kroisos'un dillere desten zenginliğinin kaynağı, bağlı bölgelerden haraç olarak alınan vergiler, ticaret gemileri ve ülkenin doğal zenginlikleridir. Bu gelir kaynaklarından en önemlisi altın madenleriydi.

    Kroisos krallığının ilk yıllar hemen hemen tüm Ön Asya'da barışın hakim olduğu bir zamana rastlar. Bu tarihlerde Ön Asya Med, Lydia, Babil ve Kilikya devletleri arasında paylaşılmıştı. Ama iÖ. 547 yılında Perslerin başına geçen Kyros, Med kralı Astyages'e karşı isyan çıkarıp onu tutsak edince tüm siyasi düzen bozulur. iÖ. 6. Yy.da gelişen bu pers tehlikesini zamanında fark eden Kroisos ilkbahar aylarında Kapadokya'ya doğru yola çıkar. Bu süre içinde Persler de Kızılırmak kavisi içine gelmiş bulunuyordu.
    Perslerin teslim olması durumunda ona satraplık vereceği teklifini çok gurur kırıcı bulan Kroisos bu teklifi reddeder. Bir türlü sonu gelmeyen savaşta kış şartlarını da düşünen Kroisos, ordusunu Lydia'a geri döndürür ve büyük kısmını bir sonraki bahara kadar terhis eder. Pers kralı Kyros ise ordusuyla Halys Çayı'nı geçer ve Sardes yakınlarında gelir. 14 günlük kısa savunmanın ardından Sardes düşer ve Lydia krallığı da son bulur.

    Lydia'nın Pers egemenliğe girmesi Anadolu'da şok etkisi yaratsa da bir süre sonra Tüm Anadolu Pers egemenliğine girer. Kroisos'un akıbeti hakkında çeşitli söylenceler vardır. Kimine göre öldürülmüş, kimine göre de kendini yakmak istemiş ancak başarılı olamamıştır.

    Tarihte paranın ilk olarak kimler tarafından bulunduğu bilinmese de taşınabilir ilk para da Lydialılar tarafından bastırılmıştır. Altın ve gümüş karışımı olan sikkeler saklanabiliyor ve hafif olduklarından kolaylıkla taşınabiliyorlardı. Bu büyük icat sayesinde ilk çağ dünyasının ekonomik gelişimini büyük ölçüde etkilemiş hatta tarihin akışını bile değiştirmiştir.

    Lydialılar'ın dini ile ilgili pek fazla bilgi olmamakla birlikte Ana Tanrıça "Kybele" ye karşı büyük saygı gösterdikleri bilinmektedir. Manisa yakınlarındaki Spylos Dağı'nda bulunan iÖ. 13.yy.a ait bir kabartmadan, Ana Tanrıça'ya bölgede 2000 yıldan beri tapıldığını anlamaktayız.

    Lydialılar'ın en büyük saygıyı gösterdikleri tanrıçalardan birisi Artemis idi. Lydia kral ve soylularının ölüleri de Friglerde olduğu gibi yığma toprak tepeler (Tümülüs) altına gizlenen odalara gömerlerdi.

    Sardeis'in kuzeyinde ve Hermos Irmağı'nın öte yakasındaki bugün "Bin Tepeler" denilen bölgeye en çok ve en büyük Tümülüslerini yapmışlardır. Bu mezarlardan büyük boyutlarıyla ayrılan iki tanesinin, doğudan batıya doğru Mermnad Sülalesinin krallarından Alyattes ve Gyges'e ait oldukları sanılmaktadır.

    Lydia dili Yunan ve Frig alfabelerine benzeyen 26 harfli bir alfabeyle yazılmış yazıtlara dayanır. Yazıtların çoğu mezar stellerine (mezar taşlarına) aittir. Hint- Avrupa dil grubunun Hitit- Luvi dil yapısına girmektedir.

    Not: entry tamamen ders notlarımdandır.
    0 ...