akşam dersane çıkışı hava kararmıştır. sevgiliyi eve bırakıp eve geçilmesi daha mantıklı görünmektedir. dersaneden çıkılır, cadde boyu yürünür sonra yan yola sapılır. bu arada sevgilinin hafif üşüdüğünü anlayınca olunca el omzuna atılır. bu halde yürürken 5 dk sonra polis arabası önümüzü duruverir. ve olaylar gelişir.
+iyi akşamlar gençler, evet kimlikleri alabilir miyim bi?
-verelim de memur bey, bir şey mi oldu ki?
+yok telşalanacak birşey yok da bi bakalım dedik.
-iyi bakalım (bu arada sadece ben vermişim sevgilim çantada cüzdan aramaktadır)
-hanfendi sizin kimliği alayım birde.
(bu sırada sevgili çantadaki uzunca ramanın ardından cüzdanı, dolayısıyla içindeki kimliğini bulmuş olur)
+buyrun.
(polis kimliklerle beraber arabaya gider, bir şeylerle uğraşıp geri döner. yalnız dikkatimi çeken şey sadece bir kimliğe bakmasıdır. ama hangisi onu anlamak mümkün olmadı)
-tamam gençler, iyi akşamlar. ama böyle yürümeyin bidaha.
+(hönk!) eee, sizede memur bey.
not: sırtımızda çanta var be insaf! nereden gelmiş yada nereye gidiyor olabiliriz. tamamen ön yargı mıdır, korkutma mıdır? sokakta sadece sevgilisinin elini omzuna attı diye durdurup kimlik sormak ne demek?! o gün bugündür polislere fazla bulaşmıyorum. kız kaçırmaktan içeri alabilirler beni.